ayva tatlısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ayva tatlısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Şubat 03, 2015

Ayva Tatlısı



Tatsız tuzsuz Brüksel lahanası için, onu yenilebilir hale getiren nefis bir tarif vermiştim dün. Bugün tatlı yiyelim tatlı konuşalım  günü. Bizim evde bir tatlı canavarı var. Her yemeğin üzerine mutlaka tatlı ister. Tatlı yoksa pekmez, o da yoksa reçel yemişliği vardır. Hurmaları, kuru kayısıları mutfaktan eksik olmaz. Böreği balla sever. Muhallebinin içine baklava koyar. Tüm bunları yaparken kontrolü de elden bırakmaz. Kısacası hepsini aşırıya kaçmadan tüketir. Dedemde tatlıyı çok severmiş, ramazanda bir kase tahin yermiş sahurda. Bir de baklavanın suyunu kaşıkla içtiğini anlatırlardı. Bugün evdeki tatlı canavarlarımız için ayva tatlısı tarifi paylaşacağım. 

Ayvalar ortadan bölününce, bir ayvadan iki porsiyon tatlı elde edeceğiz. Ayva adedimizi ve tarifi ona göre ayarlayacağız bunu unutmayalım. Ben iki adet ayva için tarif vereceğim. 

İki adet ayvayı güzelce yıkayalım. Bu işlemden sonra ayvadan çıkacak her şeyi bir köşeye ayıracağız. Çünkü pişme aşamasında ayvalara renk vermesi için kullanılacak. Kabuklarını soyup, yatay olarak iki eşit parçaya bölelim. Çekirdek yuvalarını temizleyelim. Ben bu işlem için fotoğrafını gördüğünüz aparatı kullanıyorum. Bu aslında kabak, dolma biber  oyacağı olarak satılıyor ama ben ayvaların çekirdekli kısmını da bununla çıkarıyorum, çok kolay oluyor. Bu işlemden sonra hafif kalıntılar , sert kısımlar olabilir çekirdek yuvasında, onuda bir bıçak yardımı ile alıp tertemiz yapacağız. 



Halka şeklinde ayvalarımız hazırlandı. Tencerenin dibine ayvanın kabuklarından  seriyoruz. Üzerine ayvaları yerleştiriyoruz. Ayvaların çekirdekli içlerini de aralara koyuyoruz.   2 su bardağı toz şekeri ayvaların üzerine döküyoruz. 8-10 tane karanfil atıyoruz. Bir adet çubuk tarçın koyuyoruz. 


1.5 su bardağına yakın su ilave ediyor, ocağın altını orta ateşte yakıyor, tencerenin kapağını kapatıyoruz. Su ayvaların yarı boyuna  kadar gelse yeterli oluyor. Ona göre ayarlamanızı öneririm.  Kaynamaya başlayınca ocağın altını en kısık duruma getiriyoruz. 1 saat sürebilir pişmesi. Ayvaya bağlı bu durum. O yüzden ara sıra çatalla ayvaları kontrol ediyorum ben. Ayvalar pişince tatlımız hazır. Ayvalar pişerken evi saran tarçın ve karanfil kokusu bu tatlının bonusu bana göre. 


Ayvalar pişince servis tabağına alıp, üzerine kaymağını koyuyoruz. Birazda şerbetinden üzerine döküp, afiyetle yiyoruz. Hafif ve çok kolay bir tatlı yapmış oluyoruz böylelikle. 


Ayvanın renginin  kırmızı olması için şeker boyası atılıyor. Biz sağlıklı beslenelim diyor ve aynı işlemi doğal yoldan yapıyoruz. Fotoğraflar daha önce yapmış olduğum tariften. O zaman ayvalardan çıkan kabuk ve çekirdeklerin ayvaya renk verdiğini bilmiyordum, sonradan öğrendim. Şimdi hep bu tarifi kullanıyorum. Varsın çok kırmızı olmasın , bize bu renkte yeter diyorum ben. Afiyet olsun.

Pazartesi, Şubat 11, 2013

1001 çeşit

2013 yılına giriş benim için zorlu oldu. Hemde pek erken, onuncu günü vurdu beni. Takvim değiştirip Çin astrolojisine mi geçsem acaba. Dün  itibari ile "Yılan yılı" başladı. Bundan önceki yıl Ejderha yılı idi. Dün girdiğimiz yıl su yılanı yılı olarak da adlandırılıyormuş. Bu işle ilgilenenler, bereketli, aşkın yoğun yaşanacağı bir yıl olacağını söylüyorlar. Hiç fena gelmiyor kulağa. Kişisellikten uzaklaşıp dünya genelinde yaşanabileceklere bakalım biz en iyisi, fazla bencil olmak iyi değil.

Bu yıl dünyada beklenmeyen değişimler olabilirmiş. Keşiflerde, bilimde yenilikler olacakmış. Tren kazaları ve depremler, volkan patlamaları bekleniyormuş. İsyan hareketleri olabilirmiş. Buradan sonrasını devam etmiyorum, gördüğüm kadarı ile aşkın dışında pek iyi bir şey olacak gibi durmuyor. Takvim değişmenin gereği yok bu durumda.

Bazı şeyleri tekrar etmeyi seviyorum. Birisi de Pakize Suda'nın yazılarına olan sevgimi tekrarlamak. (Ben aslında herşeye sevgimi tekrarlamayı seviyor gibiyim. Sevdiklerime de bunu belli ederim. ) Onu okumayı çok seviyorum. Bu pazar günü yine hoş şeylere dokunmuş, kendi güzel kinayeli dokunuşlarıyla...MIŞ/MUŞ kısmındaki yorumu çok hoşuma gitti ...  TIKTIK

Kiloları ile arası iyi olanlar muhakkak vardır ama bir yaştan sonra ister istemez genişleyen bedenlerle konu hakkında muhabbetimiz daha bir fazlalaşıyor. Daha sık olarak "kilo vermem gerek" sözcüğünü kullanıyoruz. Bende, 45 kilolarla 40'lı yaşlarını bitirip, 6 lı rakamlarla 50'li yaşlara devam eden biri olarak sık sık kullanıyorum bu sözü. Geçen hafta gördüğüm bir arkadaşım, konu nerden açıldıysa bir içecekten söz etti. Diyetisyeni tavsiye etmiş. Ben de, "şimdi o modda değilim sonra alırım tarifini" deyip geçmiştim. Dün gazetede Ender Şaraç'ın köşesinde o tarifle karşılaştım. Hem kendime not olsun, hem de size bildireyim diye buraya aktarmaya karar verdim.
Bu tarif, bir gün yapılacak bir detoks. Hızlı bir şekilde toksin atmanızı sağlıyormuş. Göbeği erittiğini söyledi arkadaşım.Yapar mıyım bilmiyorum ama aklımızın bir köşesinde dursun bakalım.

Source: youtube.com via Cathie on Pinterest


2 orta boy yeşil elma
3-4 adet esmer kuru kayısı veya mürdüm eriği
1 adet parmak büyüklüğünde çubuk tarçın
3-4 tane karanfil
tüm bunlar 1.5 litre su ile kaynatılacak ve gün içinde ılık olarak tüketilecek.
İlave bir şeyler yapmayı düşünürseniz TIKTIK 

Tarifleri verdikten sonra bir de unla ilgili bir tarif vereyim. Yurdumuzda yörelere göre gelenek ve görenekler benzerlikte gösterir, değişiklikte. Şimdi yazacaklarıma bir kısmınız " bizde de öyle yapılır" diyeceksiniz büyük ihtimal. Biz de öyle yapılmaz mesela. Ankara yöresinde yeni doğmuş bir çocuk , bir eve ilk defa gittiğinde, gittiği ev sahibi çocuğun yüzüne un sürermiş. Hem bolluk bereket anlamında , hemde saçı sakalı ağarana kadar yaşasın anlamında ve inancında. Bizde de, ilk kez gelen yeni doğmuş çocuğa yumurta ve şeker verilir mesela , bereket anlamında. Daha neler neler var. Bunları okumayı seviyorum şahsen. Yine Ankara geleneğinde, küçük çocuğun tırnağı altı ay kesilmezmiş, kesilirse çocuğun huysuz olacağına inanılırmış. Ankara'lılar hastalıkları tedavi ederken neler yapıyorlar bakın. Mesela başınız mı ağrıyor, başı ağrıyan kişiye şöyle diyorlarmış.
'Başının ağrısı çöpe çöpe
Seni bir beyin küçük kızı öpe' 

Elleri terleyen kişilere de önerileri var. Hiç tanımadığınız bir kişinin evine girip yatak ve yorganına elinizi dokunmanız gerekiyor. Biraz dayak yeme riskli. Ev sahibi oklaç'ı  yada eğriyi kapıp sizi kovalayabilir ama terlemenin geçme garantisi var. Tabii kaçarken bilinizi ağrıtmamaya özen gösterin. Sonra çot kalırsınız alimallah.
Oklaç : Oklava
Eğri : Bıçak
Bil : Bel
Çot : Sakat
                                                             Sevdiğim şehrim benim. 

Şehrimde bu hafta gitmeyi planladığım iki sergi var. Birisi Çağdaş Sanatlar Merkezinde. Nihat Kahraman Resim Sergisi . Resim yaptığım için sergi gezmemin, yeni ressamlar tanımamın bana katkı sağlayacağına inanıyorum. Bir diğer etken ise içinde bulunduğum ruhsal durumdan birazcık sıyrılabilmek. 12 Şubat'ta başlıyor 26 Şubat'ta sona eriyor sergi. Çağdaş sanatların ikinci katında A salonunda. 

Diğeri Nar Sanat Galerisinde Aydın Baykara, Teymur Ağalıoğlu, Vahit Talib karma resim sergisi.  Teymur Ağalıoğlu'nun  eserlerini  yakından görmek istiyorum. 13 Şubat'ta başlıyor 28 Şubat'ta sona eriyor.

Ve konuyu tatlı bağlayalım. Laf yine dönüp dolaşıp anneme gelecek. Dervişin fikri ve zikri durumu işte. Annem hastaneye yatmadan önce ayva almıştım tatlı yapmak için. Tatlı ile arası pek hoş değildi ama  severdi ayva tatlısını. Hastane günleri, ölüm derken ayvalar buzdolabında öylece kalmıştı. Hayat devam ediyor ,dün tatlıyı yaptım. Beraber yiyemedik ne yazık ki. Daha önce çok kez ayva tatlısı yapmama rağmen kafam dağınık olduğu için, "ayva tatlısına ne kadar şeker koyuyordum anne "  de diyemeyeceğim için bilgisayardan  tarife bakma ihtiyacı hissettim. Tarifi izlediğim bir blogdan uyguladım.. Anne eli gibi blogu. Aynen uyguladım tarifi ve sonuç gerçekten mükemmel oldu. İşte TARİF 


Bu benim daha önce yaptığım tatlının fotosu. Ayvaların rengi fazla kızarmıyordu , bu sefer nar gibi kızardı. Meğer sırrı varmış.

                                           1001 çeşnili güzel günlerle geçecek bir hafta diliyorum hepinize. 





.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...