Dolunay nedeni ile birkaç gündür , bende dahil çok kişi gergindi. Normal bir şey söylesem bile atarlara maruz kaldım, sesler yükseldi. Allah'tan bir süredir daha akıllıyım da alttan alabiliyorum. Yoksa en büyük dolunay mağduru olan ben de duramaz yükselirdim. Neyse gözümüz aydın etkisini yitirmeye başladı. Fotoğraf ne alaka derseniz, bakıp rahatlamak için. Doğa ve mavi ve su insana her zaman iyi gelir.
Kocaeli'de düzenlenen 9.ncu kitap fuarı etkinliği kapsamında , Kocaeli'nin en işlek caddesindeki ağaçlara kitaplar asılmış ve halk ağaçlardan kitapları birkaç dakika içinde toplamış. Çok güzel de, umarım okuyacak olanlar almıştır kitapları. Bedava olunca, alalım bi köşede dursun zihniyeti yaygındır bizde malum. Böyle bir etkinliği Çankaya belediyesi de yapar mı acaba. ?
Çankaya belediyesi deyince aklıma geldi. Her zaman gittiğimiz , arabamızı park edip rahatça yürüyüş yaptığımız Çankaya 365 AVM yakınındaki Lozan parkımızın otoparkı paralı olmuş. Parayla hizmet veren bir park oldu yani. Oysa çocuklu aileler için ne büyük nimetti o otopark. Her gün çocuğunu parka götüren aileler için günde 5 TL. büyük para. Yakın çevrede de araba park edebilecek pek bir yer yok. Olsa bile çocuk arabalarını ve eşyalarını taşımak bir hayli sorun. Teşekkürler Çankaya Belediyesi verdiğiniz bu hizmetten dolayı. !!!!
Madem park dedik, bir fikrimi de şuracığa not düşeyim, belki bir gören, okuyan, duyan olur. Bu fikrim Portakal Çiçeği Vadisi parkı için. Parkın Atakule yakını Hoşdere caddesi girişine bi yürüyen merdiven yapsanız sayın Büyükşehir Belediyemiz. O merdivenleri inip çıkmak çok zor oluyor, çok dik. Yaşlılarımız , hastalarımız, sakatlarımız parka gelip doğa ile kucaklaşamıyor. Bu park benim gizli cennetim. Çok seviyorum. Temiz bakımlı yemyeşil . Havuzu çok güzel. Ama o merdivenleri inip çıkmayı gözüm yemiyor çok zaman, o yüzden de parka gitmiyorum. 44.700 m2 toplam alan ve 40.000 m2 çim alan olan bu park, bu her girişteki dik ve çok merdivenleri yüzünden boş kalıyor olabilir mi ? Bi fikir işte benimki. Ama merdiveni yapınca parkı da paralı yapmayasınız.
Ne kadar doğru , ne kadar yanlış bilemiyorum fakat çok eski zamanlarda böyle yaşandığını düşününce , çok da yanlış olmadığına inanıyorum. Nasıl mı bu yaşam ? Kendini kötü şeylerden soyutlayarak, doğa ile mümkün olduğunca fazla zaman geçirip yaşamak. Bunu yapmaya çalışıyorum. Eskiden dünyada olan bitenlerden haberimiz pek olmuyordu. Haberdar olduğumuz şeylerse , haberdar olmamız gerekenlerdi. Az önce twitter'a baktım birazcık. Haberim olması gerekenin dışında o kadar çok gereksize maruz kaldım ki, ruhum daraldı. Ah bir param olsa, sadece gerekli haberlerin yer aldığı bir gazete çıkartacağım mesela. Magazin yok, üçüncü sayfa haberi yok, sadece bilinmesinde fayda olan haberler yer alacak. Kısa ve öz. Yine ; hadi gel köyümüze geri gidelim modundayım. Gidecek köyde kalmadı aslına bakarsan. Benim köyümü bile kocaman Amerikan jeepleri ve son model arabaların egzoz kokuları dolduruyor artık. Küçücük sokaklarda kocaman arabalar dolaşıyor . Orada bile bize yer kalmamış.
Gidiyorum. Şimdilik beni kucağında sarıp sarmalayan, henüz kocaman arabaların egzoz kokularının etrafımı sarmadığı cennetime. Şükredip , temiz ve sakin havayı solumaya. Bu şükürle ilgili çok söz var zihnimde söyleyecek. Attığım her adımda zihnimde bir şükür var, paylaşırım bir ara. İnstagram'dan takip ederseniz, size kuş sesleri dinletirim birazcık huzur bulursunuz belki. Birde ana sayfanın sağındaki radyoyu tıklayın arada bir. Müzik ruhun gıdasıdır daima.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İki Kum Tanesi , zaman ayırıp okuduğunuz ve yorumda bulunduğunuz için teşekkür eder.