Peki ne pişirelim ? Tarif için fotoğrafların üzerine tıklayınız.
Çarşamba, Mayıs 30, 2018
Ne pişirsem
Yaz, kış, ramazan, bayram demeden hemen her gün bu sorunla boğuşur , yemeğini kendi pişiren kadınlar hatta erkekler. Yemek pişirmekten ziyade " ne pişirsem " dir sorun. Adı konmuş, malzemesi hazır yemeği pişirmek zor değildir. Zor olan ne pişeceğine karar vermektir daima. Tadı güzel, görüntüsü etkileyici , doyurucu, kolay ve ucuz reçeteler ararız çok zaman. Anadan , atadan öğrenilenler yapılır genelde. Bazen de değişik tatlar ararız. Ben estetik kısmını da severim pişen yemeğin. Bir iki dokunuşla en basit makarna bile başkalaşır masaya konduğunda mesela. Masayı hazırlarken de birazcık özendiğiniz zaman ziyafet sofrası kıvamına bile ulaşabilirsiniz sadece makarna ile.
Pazar, Mayıs 06, 2018
Ondan Bundan Şundan
Dayatmalar, diretmeler, yönlendirmelerle geçip giden hayata dönüp baktığımda , ne kadar yanlış yapmışım yaşamamakla diyorum. Kaçımız gerçekten yaşıyoruz ? Yaşamak nedir ? Sadece nefes almaktan mı ibaret, ki onu da düzgün alamıyoruz. Sürekli beynimize işlenen; onu yeme, bunu içme, orda durma, bunu giyme yönlendirmeleri ile sağlıklı kalmaya çalışmaktan , yaşamaya zaman bulamıyoruz. Akışına bırak. Yaşamak geç öğrenilen bir şey. Öğrenir öğrenmez yaşamaya başlamak lazım ki kalan ömrün keyfini çıkarabilelim. Ne demiş Ara Güler ; yaşam size verilmiş boş bir film, her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın. Kendisi; doldurulan o film karelerini en iyi görüntüleyen kişilerdendir , hürmetle.
Yukarıdaki satırları nereye mi bağlayacağım ? Bir yönlendirmeye. Bulmacaya. Beynimizin sağlıklı kalması için bulmaca çözmek lazım deniyor. Gerçi son okuduğuma göre bazıları da bunun hiçbir işe yaramadığını söylüyor. Ben bulmacayı beyin sağlığından çok, zevk için çözmeyi seviyorum. Üniversite yıllarında, Pazar günleri Cumhuriyet gazetesinin dergi ekinde , büyük bulmaca olurdu. Çok zor bir bulmacaydı. Yanıma ansiklopedi ve sözlük alır öyle çözerdim. En büyük zevkimdi. Şimdilerde gazete okumadığım için online bulmaca çözüyorum. Seversiniz belki sizde . Bir iki örnek
*TIKTIK
*TIKTIK
Bill Gates, "hayattaki en büyük pişmanlığım üniversite yıllarımdaki asosyalliğim, keşke ders çalışmak dışında bir şeyler yapıp, daha çok insan tanısaydım" demiş. Dedim ya, yaşamak geç öğreniliyor. Bazen gençlere, "elinizdeki teknolojik cihazları bırakıp yaşamayı öğrenin" demek istiyorum ama bakıyorum benim elimde de bir teknolojik cihaz. Eskiden yaşanıyormuş. Şimdiyse dünyadan hızlıca gelip geçiyoruz.
Çocuklar dünyadaki bu hızlı geliş geçişe en kolay uyum sağlayanlar. Apartmanımızda yaşayan 8 yaşındaki Arda ile sohbet ettim geçen gün. Arda piyano öğrencisi. Ona şöyle dedim :
_ Evet, piyano çalıyorsun, öğrenim görüyorsun ama ne olmak istiyorsun ?
Cevap şöyle;
_ Ben aslında oyuncakçı olmak istiyorum yada youtuber olmak istiyorum. Belki ikisini de olabilirim.
Çocuk aklı, çocuk haklı. Çağın yeni mesleği youtuber'lık .
Mesela ; çocuk youtuber Ryan, altı yaşında ve 2017 yılı kazancı 11 milyon dolar. Üç yaşında bu işe başlamış. Ekonomi dergisi Forbes , You Tube' un en çok kazanan sekizinci kişisi olduğunu ilan etmiş. Ne yaparak kazanıyor bu parayı ? Oyuncakları ile oynarken ve oyuncakları hakkında yorum yaparken çekilen videoları ile. TIKTIK
Hızla gelip geçerken hayat , eskilere daha çok özlem duymama sebep oluyor. 60 lı yılların çocuğu olarak yaşamış olmaktan son derece mutluyum. O günlerin bana kattığı şeyleri seviyorum. Benim ruhum eskici evet ama, o yılların pek çok şeyinin, şimdiyle kıyaslandığında çok daha güzel olduğunu, bizim kuşaktan bir çok kişi onaylayacaktır eminim. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla bu konu üzerinde sohbet ederken, bana İbrahim Sadri'nin Kuş Hatıraları adlı şiirinden söz etti . Dinledik birlikte. Ağladım. Duygulandım. Mutlu da oldum o günlerin has duygularını yeniden hissederek. Dinlemenizi isterim . TIKTIK
kaynak |
*TIKTIK
*TIKTIK
Bill Gates, "hayattaki en büyük pişmanlığım üniversite yıllarımdaki asosyalliğim, keşke ders çalışmak dışında bir şeyler yapıp, daha çok insan tanısaydım" demiş. Dedim ya, yaşamak geç öğreniliyor. Bazen gençlere, "elinizdeki teknolojik cihazları bırakıp yaşamayı öğrenin" demek istiyorum ama bakıyorum benim elimde de bir teknolojik cihaz. Eskiden yaşanıyormuş. Şimdiyse dünyadan hızlıca gelip geçiyoruz.
Çocuklar dünyadaki bu hızlı geliş geçişe en kolay uyum sağlayanlar. Apartmanımızda yaşayan 8 yaşındaki Arda ile sohbet ettim geçen gün. Arda piyano öğrencisi. Ona şöyle dedim :
_ Evet, piyano çalıyorsun, öğrenim görüyorsun ama ne olmak istiyorsun ?
Cevap şöyle;
_ Ben aslında oyuncakçı olmak istiyorum yada youtuber olmak istiyorum. Belki ikisini de olabilirim.
Çocuk aklı, çocuk haklı. Çağın yeni mesleği youtuber'lık .
Mesela ; çocuk youtuber Ryan, altı yaşında ve 2017 yılı kazancı 11 milyon dolar. Üç yaşında bu işe başlamış. Ekonomi dergisi Forbes , You Tube' un en çok kazanan sekizinci kişisi olduğunu ilan etmiş. Ne yaparak kazanıyor bu parayı ? Oyuncakları ile oynarken ve oyuncakları hakkında yorum yaparken çekilen videoları ile. TIKTIK
Hızla gelip geçerken hayat , eskilere daha çok özlem duymama sebep oluyor. 60 lı yılların çocuğu olarak yaşamış olmaktan son derece mutluyum. O günlerin bana kattığı şeyleri seviyorum. Benim ruhum eskici evet ama, o yılların pek çok şeyinin, şimdiyle kıyaslandığında çok daha güzel olduğunu, bizim kuşaktan bir çok kişi onaylayacaktır eminim. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla bu konu üzerinde sohbet ederken, bana İbrahim Sadri'nin Kuş Hatıraları adlı şiirinden söz etti . Dinledik birlikte. Ağladım. Duygulandım. Mutlu da oldum o günlerin has duygularını yeniden hissederek. Dinlemenizi isterim . TIKTIK
Bu şiirin üzerine daha fazla yazılmaz. Selam olsun kuşağımdan olanlara .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)