Birkaç gün önce market alışverişimi kasada noktaladığımda, kasiyer bayan, kolonyaları indirimli alabileceğimi söyledi. Sonrada aramızda nostaljik bir sohbet başladı.
Bizden çok eskide, şeker lüks tüketim maddeleri arasındaydı. Çikolata ise tamamen lüks. Bayramlarda en sevilen ziyaretler, çikolata ikram edilen evlere olurdu çocuklar için. Tabii bir de mendil arası para veren büyükleri ziyaret etmek çok zevkliydi. hele ikisi bir arada olursa ,evde de kafa dengi bir çocuk varsa, şenlik olurdu. Keyifler ikiye katlanır, hemen oyuna başlanırdı.
İsim, şehir, bitki, hayvan. O an için oynanabilecek en pratik topluluk oyunu idi. İhtiyaç olan şey boş bir kağıt ve kalemdi, her evde bulunurdu. Tek sorun, "sana neden büyük kalem geldi, benim kalemimin rengi güzel değil " olurdu. Heyecanla oynardık. Kazanınca mutlu olurduk, bilemediğimiz her şey içinde hafiften bir utanç duyardık, bilgi azlığımızdan dolayı. Hey gidi günler.
Sonra büyüdük biraz. Bayramlarda şeker ikram edip kolonya tutabilecek yaşa geldik. İşte kasiyerle nostaljik sohbetimizde bu konuda oldu. O zamanlar, yani yaklaşık 70 li yıllar, bayramlarda mutlaka şeker ve kolonya ikram edilirdi. Evde bunu yapabilecek en küçük ferde düşerdi bu görev genellikle. Nedense ? Ya da bizim evde öyleydi. Sahi sizde nasıldı ?
Bayramlaşmaya gelen misafire hal hatır sorulduktan sonra, annem kaşını gözünü oynatırdı hemen " kalk kolonya ve şeker tut " anlamına gelen bu kaş göz işaretlerinden hiç haz etmezdim. Kasiyer bayanda sevmezmiş "nefret ederdim kolonya tutmaktan " dedi. O yılların derdi buydu bayram günlerinde. Şimdiki gibi bayram sabahlarına şehit haberleri, savaş çığlıkları, nükleer denemelerle uyanmıyorduk. Bayramlık giysilerimizi başucumuza koyup huzur içinde uyuyorduk, bekçi babaların düdüğü eşliğinde.
İyi bayramlar olsun hemşerim, huzurlu, endişesiz...
YanıtlaSilGeç gelen bir cevap oldu ama tatil bitmediğine göre bayramda bitmedi. Sana da iyi bayramlar hemşerim.
Sil