çiçek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çiçek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çarşamba, Kasım 23, 2016
Çarşamba, Mayıs 27, 2015
Balkonlar şenlensin
Dün günümü balkon düzenlemekle geçirdim. Fideler aldım, eski saksıların topraklarını boşalttım, zamanı geçen çiçekleri söktüm, toprakları havalandırdım ve yeni fideleri saksılarla buluşturdum. Tüm bunları yaparken de vücudumun ne kadar dayanıksız olduğunu gördüm. Çalışmak ve kasları güçlendirmek lazım.
Çiçeksiz bir hayat düşünemiyorum. Gözümü açtığım yer kocaman bahçeli bir evmiş. Aklım erdiğinde şehre yerleşmiştik ve bu seferde evin içinde çiçekler vardı. Sonrasında balkonlu eve taşındık , o gün bugündür balkonumuz ve evimizin içi hiç çiçeksiz kalmadı. İnşallah kalmaz da. Ve bahçemiz. Oturduğumuz yerden 15 km uzakta yemyeşil bir bahçemiz var çok şükür.
Balkon mevsimi başladığına göre, biraz fikir edinmekte fayda var araştırması yaparken görüp sevdiklerimi size de göstereyim istedim.
Balkonda mum olmazsa olmaz . Ucuz ve şirin bir proje. Geçmiş yıllarda ben de yapmıştım bir benzerini balkonum için. Benim balkon minnacık olduğundan kavanozumda minnacıktı. Dışını süslemek size kalmış. Bu mumları nasıl yakacağız derseniz, bir adet spagetti makarna işinizi görecek. Bu da minnak bi püf noktası. Ve benim yaptığım mumluklar Birrrr ikiiiii
![]() |
tıktık |
Yerim dar, benim balkonda bir şey olmaz demeyin. Yeter ki balkonda yaşamayı, onu şenlendirmeyi isteyin. Benim balkona benziyor büyüklüğü.
![]() |
tıktık |
![]() |
tıktık |
![]() |
tıktık |
![]() |
tıktık |
Benim balkon mu ? Uzaktan çekme şansım yok ama bir iki poz paylaşayım. Dünkü çabalarım sonucu bu hale geldi. Sağ köşede bunlar var.
Sol taraf ve cam önünde de bunlar var. Mis kokulu petunyalarım, her sabah kokladığım küçük yapraklı fesleğenim, henüz açmayan sardunyalarım, yine mis kokan mini limon servim ve kuşlara su koyduğum yoğurt kabım. Bir de mini şezlong sığdırıyorum oraya ve kıpraşmadan oturuyorum .
Veee son olarak... Çiçeksiz balkon kalmasın, balkonlar şenlensin diyoruz. Bu çiçekler kadar neşeli geçsin günümüz.
![]() |
tıktık |
Cumartesi, Şubat 07, 2015
Çuha çiçeği bakımı
An itibari ile yemek blogger'lığından istifa ediyorum. Ve bu işi yapan arkadaşlarımı bir kez daha tebrik ediyorum. Dışarıda tam bir bahar havası var. Balkonumdaki hercai menekşeler gülümsemeye başladılar. Bilmiyorlar ki bu hafta soğuklar yeniden geri dönecek, belki yine karlar altında kalacaklar. Dün Koçtaş'tan çuha çiçekleri aldım ve menekşelere arkadaşlık yapsınlar diye balkondaki boş saksıya yerleştirdim. Şimdi tek endişem havalar yeniden soğuyunca çuhalarım bundan etkilenecek mi ? Bahçede donmadan kalabiliyor ama balkonda saksıda duracak mı acaba ? Çünkü benim balkon bir hayli soğuk oluyor. Daha önceki yıllarda da dikmiştim bir şey olmamıştı. Kısmet.
Çuha çiçeği ve bakımı (Primula Vulgaris)
Park , bahçe ve balkonlar için uygun bir bitkidir. Ev içinde yaşaması zor. Serin (24 dereceden az ) , havadar ve güneş alan bir yerde olursa ev içinde yaşama şansı olabilir.
Yarı gölge yerleri sever. Kışın çiçek açar, Haziran sonuna kadar çiçekte kalır. Bahçede _ 35 derece soğukluğa kadar dayanabilir.
Yazın dinlenmeye geçer. Bu dönemde güneş almayan, kuzey yada kuzey doğu bir yere alıp , toprak yarıdan fazla kuruyunca sulamak gerekmektedir. Yazın direk güneş alan bir yerde yaşaması mümkün değildir. Bitkiyi kaybedersiniz.
Çok yıllık bir bitkidir ve kendi kendine çoğalır. Yanlarından verdiği yavruları ayırıp dikerseniz bir sürü çuha çiçeğiniz olur. Eylül ayında, bitkiyi saksıdan alıp , gelişmiş yavruları kökten ayırmak sureti ile yapabilirsiniz bu işlemi.
Sulamasını öğle saatlerinde yaparsanız daha iyi olur. Akşam sulamalarında bitkide su tanecikleri kalacağından, külleme olabilir. Hastalıklarından biri de yaprak bitidir. Böyle bir şeyle karşılaşırsanız ilaçlama yapmanız gerekecek.
Çok neşeli çiçeklerdendir. Ruhunuza keyif katar. Kendine has bir kokusu vardır. İyice yaklaşıp koklarsanız hissedebilirsiniz. Yaklaşmışken bir de öpücük konduruverin. Herkesin olduğu gibi onunda sevildiğini bilmeye ihtiyacı var. <3
*yeni blogum Anıların Ayak İzi için TIKLAYINIZ
Cumartesi, Şubat 08, 2014
Günaydın
günaydın, günaydın, insanlara günaydın
günaydın, günaydın, sevenlere günaydın
değişiyor dünyamız, görmek istemesende
mutluluk yanı başında, sen ne söylersen söyle
her sabah daha sıcak, güneşi doğuralım
sevişen gönüllerde, mutluluk yoğuralım
ışıl ışıl bakışan gözlere
cıvıl cıvıl uçuşan sözlere
sıra sıra uyanan kalplere
güzel ola her şeye, herkese
her yeni gün insanlar, yaşamı dokusunlar
insanca yaşayanlar, sonsuza karışsınlar
her yeni gün sevinçler, dökülsün başımıza
mutluluklar karışsın, yıllarla yaşımıza
ilhan irem
Pazartesi, Ekim 01, 2012
Balkon günlüğü
Bu yazı Ankara'da tamamladım. Ne yazık ki herhangi bir yere gitme imkanım olmadı. Ben de kendime bir mekan düzenledim. Mutlu olabileceğim, birazcık huzuru yakalayabileceğim şartlar oluşturdum. Bir dünya yarattım orada kendime. Özel olarak kendime zaman ayırdım. Her şeyi kulak arkası yapıp bir saat sadece ben oldum orada. Tatilde bu değil mi zaten, bazı şeylere ara vermek. Ben de miniminnacık balkonumda tatil yaptım. Kendime orada kocamannnn bir dünya yarattım. Neler yaptım koca bir yaz o dünyada.
Çiçekler yetiştirdim.
Appleblossom rosebud sardunyam
Kendisi biraz nazlıdır. Fazla çiçek vermedi ne yazık ki bu yaz. Birde arkadaşı var Scarlet Rambler.
Her ikiside yurt dışından transfer. Çok fazla çiçek açmıyorlar ama açtıkları zamanda hem çok uzun süre kalıyor çiçekler , hem de seyrine doyulmuyor.
Bunlarda çok çiçekli normal sardunyalar. Bol bol açtılar.Neşe kattılar bana. Sardunyaların hemen altında görünen mavi çiçeğin adı Maviş(campanula). Bu yıl küstü galiba bana. Çok az ve çok geç açtı. Ömre bedel çiçeklerden birisi o da.
Petunyalar beni kokuları ile büyüleyen çiçeklerim. Özellikle geceleri onlara su verdiğim zaman, bana muhteşem bir koku ile teşekkür ederler ki, doyulmaz. Petunyaların içindeki içi boşaltılmış yumurta ise nazarlık. Rahmetli anneannemden öğrenmiştim. O takardı çiçeklerine. Sorduğumda nazar değmesin diye takıyorum demişti. E vardı bir bildiği elbet.
Bunun adını bilmiyorum ne yazık ki. Halam hediye etti ama o da bilmiyor ne çiçeği olduğunu. Bileniniz var mı acaba ?
Küçücük balkona amma çiçek sığdırmışım. Ve mevsimi geçen petunyalarım ölünce yerlerine Kasımpatılar yerleşti.
Ne güzeller ve kendilerine has ne hoş bir kokuları var. Her sabah onları koklayıp öpüyorum. Konuşuyorum, seviyorum.
Yunus balığımı sizde görebiliyor musunuz? Yoksa bana yunus gibi mi görünüyor.
Bulutları seyrettim bol bol. Bazen bir bulut oldum. Hatta yüklenip yağdım.
Güvercinlerle konuştum. Çiçeklerimi ezdiklerinde onlarla dövüştüm.
Dolunay gecelerinde kahvemi içerken bir yandan da seyre daldım beni streslere sokan ayı.
Bu da dün geceki balkon sefası ve dün geceki dolunay.
İşte ben koca bir yazı burada geçirdim. Her gün aynı şeyleri tekrar ederek. Çiçeklerimle , böceklerimle. Sıcaklar bugün yarın sona erecek, balkon sefası da tabii ki. Bugün hava yine çok güzel. O zaman ne yapmalı. Kitabımı alıp, her günkü gibi ayaklarımı uzatıp , benim tatilimin son günlerinin keyfini çıkarmalı.
İstedim ki gelecek yıllara kalsın bu balkon güncesi. Ve her zamanki gibi sizlerle paylaşmak güzeldi.
*fotoların üzerine tıklarsanız büyük hallerini görebilirsiniz.
Çiçekler yetiştirdim.
Appleblossom rosebud sardunyam
Kendisi biraz nazlıdır. Fazla çiçek vermedi ne yazık ki bu yaz. Birde arkadaşı var Scarlet Rambler.
Her ikiside yurt dışından transfer. Çok fazla çiçek açmıyorlar ama açtıkları zamanda hem çok uzun süre kalıyor çiçekler , hem de seyrine doyulmuyor.
Bunlarda çok çiçekli normal sardunyalar. Bol bol açtılar.Neşe kattılar bana. Sardunyaların hemen altında görünen mavi çiçeğin adı Maviş(campanula). Bu yıl küstü galiba bana. Çok az ve çok geç açtı. Ömre bedel çiçeklerden birisi o da.
Petunyalar beni kokuları ile büyüleyen çiçeklerim. Özellikle geceleri onlara su verdiğim zaman, bana muhteşem bir koku ile teşekkür ederler ki, doyulmaz. Petunyaların içindeki içi boşaltılmış yumurta ise nazarlık. Rahmetli anneannemden öğrenmiştim. O takardı çiçeklerine. Sorduğumda nazar değmesin diye takıyorum demişti. E vardı bir bildiği elbet.
Bir diğer kokulu çiçeğim yasemin. Kokusuna resmen hastayım. Bu yıl dualar ettim açsın diye. Kırmadı beni. Onun kokusu ile gerçekten mest oluyorum. Yasemin kokulu sabunlarım var mesela, çamaşırların arasına koyduğum.
Sukulent ve kaktüslerimde var balkonda. Sukulentlerin yapraklarında su biriktiği için, bazı günler susuz kalan kuşlar gagalamış zavallımı. Sağında gördüğünüz salça tenekesi de nostalji. Vita tenekem yok ne yazık ki.
Sardunyalar çok cömert çiçekler. Balkonunuzdan eksik etmeyin. Yaz boyu rengarenkti balkonum onlar sayesinde.
Küçücük balkona amma çiçek sığdırmışım. Ve mevsimi geçen petunyalarım ölünce yerlerine Kasımpatılar yerleşti.
Ne güzeller ve kendilerine has ne hoş bir kokuları var. Her sabah onları koklayıp öpüyorum. Konuşuyorum, seviyorum.
İşte bu çiçeklerin içinde sabah kahveleri içtim. Kitaplar okudum. Ayaklarımı uzatıp dinlendim, bazen güneşlendim.
Fallar baktım. Mutlu oldum hatta umutlandım.
Bulutları seyrettim bol bol. Bazen bir bulut oldum. Hatta yüklenip yağdım.
Güvercinlerle konuştum. Çiçeklerimi ezdiklerinde onlarla dövüştüm.
Bu da dün geceki balkon sefası ve dün geceki dolunay.
İşte ben koca bir yazı burada geçirdim. Her gün aynı şeyleri tekrar ederek. Çiçeklerimle , böceklerimle. Sıcaklar bugün yarın sona erecek, balkon sefası da tabii ki. Bugün hava yine çok güzel. O zaman ne yapmalı. Kitabımı alıp, her günkü gibi ayaklarımı uzatıp , benim tatilimin son günlerinin keyfini çıkarmalı.
İstedim ki gelecek yıllara kalsın bu balkon güncesi. Ve her zamanki gibi sizlerle paylaşmak güzeldi.
*fotoların üzerine tıklarsanız büyük hallerini görebilirsiniz.
Pazartesi, Temmuz 09, 2012
Zaman öyle de geçiyor
Bu aralar biraz gergin, huzursuz , bazen mutsuz yaşayıp gidiyorum. Sevdiğim bir şarkı var "zaman öyle de geçiyor, hayat böyle de bitiyor, bitsin umudum cennetten" diyor. Umudum bitmiyor ama bazen moralim yerlerde gezebiliyor. Telkinlerle yükseltiyorum kendimi. Sonra bir bakıyorum yine yerlerde. İşte "hayat böyle de bitiyor" napalım. Belki bu çiçekler biraz mutlu eder hepimizi.
Cuma, Haziran 01, 2012
Petunya
Şimdi fide zamanı. Balkonların güzelleşme zamanı. Ben de balkonumu güzelleştirme çabası içindeyim bu aralar. Sardunyalar, petunyalar, küpe çiçekleri, alisyumlar çiçekçilerde fide halinde satılmaya başladı. Ben sardunya ve petunya aldım. Bugünü petunyalarıma ayırdım. Gönlüm, her renginden, saksılar dolusu petunya dikmek istiyor ama iki sandalyelik balkonda her istediğim olmuyor tabii ki. Olsun, olanlarda yeter bana. Çokta tok gözlüyüm. Bir o kadar da polyannayım .
Önce en yakınımdaki çiçekçiden 80 kuruştan fideleri aldım . Çok daha ucuza alınabilir ama onun için Karşıyaka'ya seralara gitmek lazım , üç tane petunya fidesi için oralara gidilmez tabii. Geçen yıldan bir mini saksım vardı onu çıkardım. Masanın üzerine gazeteleri yaydım. Saksının içindeki toprağı tamamen boşalttım. Ve bir güzel karıştırdım. Yani toprağı havalandırmış oldum.
Fideleri saksısından çıkardım. Annem fidenin alt kısmınıdaki kökleri elimle biraz gevşetmemi söyler, daha güzel tutarmış. Ben onun yalancısıyım valla. Söylediği gibi yaptım.
Sonra saksının altına biraz toprak koyup fideleri yerleştirdim. Kalan toprağıda geri doldurup dikim işini tamamladım. Can suyunu da verdikten sonra balkondaki yerine yerleştirdim. Bu yıl sadece kırmızı dikmeyi tercih ettim. Çok güzel renkleri var aslında. İki tanede çingene pembesi aldım. Onları menekşelerin arasına diktim. Diğer renklerde de fena halde gözüm kaldı. Neyse onlarıda bahçede seyrederim. Petunya'nın kokusu da renkleri kadar muhteşemdir. Ona su verdiğinizde size öyle bir koku ile teşekkür eder ki, mest olursunuz. Hele geceleri, balkonda kahvenizi yudumlarsınız, arada burnunuza o harika kokusu gelir, bir anda büyüler sizi. Her zaman da kokmaz, kendi istediği zaman salar kokusunu.
*Düzenli olarak su ister. Suyunu ihmal etmeyeceksiniz. Çok da sulamayacaksınız, kıvamında olsun. Toprağın nemli olmasını seviyor.
*Güneşli ve bol ışıklı ortamları sever. Dış ortam çiçeğidir. Ev içinde pek yetişmez. Yetişse de verimli olmuyor. Rahmetli anneannem yazın balkonda bakar , kışın evin içine alır ve yaşatırdı. Ben başaramadım.
*Her tür toprakta yetişir. Nazlı değildir bu hususta.
*Çiçekli dönemimde gübre verirseniz hoşlanır ama vermezseniz de sesini çıkarmaz. Açmaya devam eder.
*Solan çiçekleri üzerinden alırsanız, daha çok çiçeklenir.
*Tek yıllık bitkidir. Kışın genellikle donar. Baharda yeniden fide alıp dikebilir yada tohumdan yetiştirebilirsiniz.
*Katmerlileri de var ama ben onları açtırmakta çok başarılı olamadım ne yazık ki. Sanki onlar daha az çiçek açıyor. Ama tek katlı olanlar bütün bir yaz çiçek açar. Eğer iyi bakarsanız sonbaharda bile çiçekli kalabiliyor.
Şehir merkezi dışındaki bahçemize de diktik. Onlar rengarenk . Ama henüz çok küçükler . Orta göbeği tamamen doldurunca tekrar çekeceğim fotoğraflarını.
Geçmiş yıllarda dikilenlerin fotosunu paylaşayım . Büyüdüklerinde onlarda böyle olacak inşallah.
Hepinize rengarenk mis gibi çiçek kokan günler, geceler dilerim. Bu arada unutmadan ekleyim. İğdeler de açtı ve sokaklar missss gibi iğde (çalı çiçeği) kokuyor. Bir gece el ayak çekilince mahallenizde şöyle güzel bir yürüyüşe çıkın, muhakkak kokusunu duyacaksınız. Kulağımı çınlatabilirsiniz :)
Önce en yakınımdaki çiçekçiden 80 kuruştan fideleri aldım . Çok daha ucuza alınabilir ama onun için Karşıyaka'ya seralara gitmek lazım , üç tane petunya fidesi için oralara gidilmez tabii. Geçen yıldan bir mini saksım vardı onu çıkardım. Masanın üzerine gazeteleri yaydım. Saksının içindeki toprağı tamamen boşalttım. Ve bir güzel karıştırdım. Yani toprağı havalandırmış oldum.
Sonra saksının altına biraz toprak koyup fideleri yerleştirdim. Kalan toprağıda geri doldurup dikim işini tamamladım. Can suyunu da verdikten sonra balkondaki yerine yerleştirdim. Bu yıl sadece kırmızı dikmeyi tercih ettim. Çok güzel renkleri var aslında. İki tanede çingene pembesi aldım. Onları menekşelerin arasına diktim. Diğer renklerde de fena halde gözüm kaldı. Neyse onlarıda bahçede seyrederim. Petunya'nın kokusu da renkleri kadar muhteşemdir. Ona su verdiğinizde size öyle bir koku ile teşekkür eder ki, mest olursunuz. Hele geceleri, balkonda kahvenizi yudumlarsınız, arada burnunuza o harika kokusu gelir, bir anda büyüler sizi. Her zaman da kokmaz, kendi istediği zaman salar kokusunu.
Bu nefis çiçek nasıl yetişir derseniz...
*Güneşli ve bol ışıklı ortamları sever. Dış ortam çiçeğidir. Ev içinde pek yetişmez. Yetişse de verimli olmuyor. Rahmetli anneannem yazın balkonda bakar , kışın evin içine alır ve yaşatırdı. Ben başaramadım.
*Her tür toprakta yetişir. Nazlı değildir bu hususta.
*Çiçekli dönemimde gübre verirseniz hoşlanır ama vermezseniz de sesini çıkarmaz. Açmaya devam eder.
*Solan çiçekleri üzerinden alırsanız, daha çok çiçeklenir.
*Tek yıllık bitkidir. Kışın genellikle donar. Baharda yeniden fide alıp dikebilir yada tohumdan yetiştirebilirsiniz.
*Katmerlileri de var ama ben onları açtırmakta çok başarılı olamadım ne yazık ki. Sanki onlar daha az çiçek açıyor. Ama tek katlı olanlar bütün bir yaz çiçek açar. Eğer iyi bakarsanız sonbaharda bile çiçekli kalabiliyor.
Şehir merkezi dışındaki bahçemize de diktik. Onlar rengarenk . Ama henüz çok küçükler . Orta göbeği tamamen doldurunca tekrar çekeceğim fotoğraflarını.
Geçmiş yıllarda dikilenlerin fotosunu paylaşayım . Büyüdüklerinde onlarda böyle olacak inşallah.
Kısa süre sonra fideler biter. Dikmek isterseniz biraz acele etmelisiniz, son günler zira.
Çarşamba, Mart 28, 2012
Balkonlar şenlensin
Minnacık bir balkonum ve onunla ilgili kocamannnnn hayallerim var. Artık balkon mevsimi Ankara için yavaş yavaş gelmeye başlıyor. Oturmak için değil, bitkileri tanzim etmek için. Oturmak için daha epeyce bir beklemek lazım. Bugün Ankara'ya kış geri geldi zaten. Bitkileri dikmek için de nereden baksak daha bi bir ay vardır ama kafada planlar yapılmaya başladı. Bu yıl ne diksem, hangi saksıları değiştirsem, Ikea'da gördüğüm hasır saksıyı alsam mı, bu yıl sadece kırmızı çiçek mi diksem, yoksa rengarenk mi yapsam., yok yok sadece mor renk olan bitkileri seçeyim gibi uzayıp giden hayaller. O minnacık, tek sandalyelik balkonda dönmeye bile yer yok ama işte hayaller dönüp duruyor. Olsun be, bir sabah çıkıp kahvaltımı orada yapmak, bir gece ay dolunayken kahve yudumlamak bile yeter. Yurt dışında balkonlar bol çiçekli, rengarenk. Biz de ise genellikle beton rengi. Gözümü çiçekli ortamlara açtığımdan mıdır bilmem ,çiçeksiz yaşayamam sanırım. Balkonunda çiçek olmayan kalmasın, haydi balkonlar şenlensin. Hatta aramızda en güzel balkon yarışması yapalım ??? mı ???
Foto kaynaklar Flickr, pinterest
kaynak |
kaynak |
kaynak |
kaynak |
kaynak |
Foto kaynaklar Flickr, pinterest
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)