aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çarşamba, Ocak 08, 2014

İki kum tanesi



Merhaba ; sizinle  blogumunda ismi olan '' İki kum tanesi '' nin hikayesini paylaşmak istiyorum. İnternetten ulaştığım bu hikayeyi yıllar önce okuduğumda çok sevmiştim. Hala da seviyorum :)

İki Kum Tanesinin Hikayesi





Günün birinde bir çölde iki kum tanesi karşılaşmış ve birbirlerini çok sevmişler. Uzun bir süre çok yakın olmuşlar. Birbirlerini yanlarında, canlarında olarak sevmeyi öğrenmişler. 

Derken bir rüzgar çıkmış kum tanelerinden biri yerinde kalırken diğeri biraz uzağa savrulmuş. Çok uzak değillermiş ama yinede göremiyorlarmış birbirlerini. Sevgileri hiç azalmamış yine sevmeye devam etmişler. Birbirlerine ulaştırabildikleri sesleriyle, haberleriyle yaşıyorlarmış ve artık görmeden seslerinde sevmeyi öğrenmişler. 
Bir gün ,biri diğerine "Sevdamızın sonsuza erişmesi için aynı anda bir dilek dileyelim" demiş. İkisi de aynı anda bir dilekte bulunmuşlar ve tam o sırada bir fırtına çıkmış. Bu kavuşmamız, sevdamızın sonsuza dek sürmesi olabilir diye ikisi de kendilerini fırtınaya bırakmışlar. Gözlerini kapayıp fırtına dindiğinde sevdalarının yanı başında olmuş olmayı arzulamışlar. 
Fırtına o kadar kuvvetliymiş ki o güne kadar yıllarca yerlerinden kıpırdamayan kumlar bile başka yerlere savruluyorlarmış. 
Fırtına günlerce sürmüş kum taneleri de oradan oraya savrulup durmuşlar. İkisini de bir sabırsızlık sarmış. Fırtına durmuyor aksine artıyormuş. 
Fırtına dinmek bilmedikçe onlarda sabırla sevmeyi öğrenmişler. Günler geçmiş sonunda fırtına durmuş gözlerini açtıklarında ikisi de başka alemlerde bulmuşlar kendilerini. Bu fırtınanın onları birleştireceğine o kadar inanmışlar ki birbirlerini yanlarında bulamayınca yüreklerinde derin bir acı hissetmişler ve acıyla sevmeyi öğrenmişler. 
Kendilerine birazcık geldiklerinde ikisi de bu fırtınayla başka başka yerlere savrulduklarını anlamışlar. Biran ölmek istemişler ama sonra birbirlerini hiç görmeden, mesafelere, engellere rağmen sevmeyi öğrenmişler. "Eskisi gibi bağırsakta sesimiz ulaşmaz ki birbirimize" demişler. İkisi de yeni yerlerinde kimseyle konuşmamışlar ve yıllarca hep susmuşlar. Hep yeni bir fırtına ümidiyle birbirlerine ihanet etmeden beklemişler. Böylece umutla sevmeyi öğrenmişler. 
Yıllar geçmiş ama sevgileri hiç geçmemiş. Birbirlerinden hep umutlu olarak yaşamışlar. 
Bir gün ikisi de birbirlerinden habersiz aynı anda gözlerini kapamışlar ve kavuşmak için yeniden fırtına çıkmasını dilemişler. Beklemişler beklemişler ama fırtına bir türlü çıkmamış. 
Kendilerini tüm benlikleriyle fırtınaya bırakmak için oldukları yerde dönmüş durmuşlar ama hepsi nafile küçük bir rüzgar bile çıkmamış. Sonunda durmuşlar ve gözlerini açmışlar. 
Sevdiklerinin, sevdalarının, yıllarca beklediklerinin tam karşısında durduklarını görmüşler ve hemen ikisi de yıllar önce diledikleri dileği anımsamışlar. 
Dilek şöyleymiş "Allah'ım bizi birbirimize ,her şeyiyle sevmeyi öğrendiğimizde kavuştur. Öyle kavuştur ki sevdamız sonsuza erişsin." 
Sonunda anlamışlar ki birbirlerinden çok uzaklarda geçirdiklerini sandıkları yılları aslında birbirlerinin yanı başlarında geçirmişler. 
Dileklerinin kabul olması için yılların geçmesi gerektiğini öğrenmişler çünkü onlar sevmeyi her şeyiyle öğrenmeyi dilemişler. 
Dilekleri kabul olmuş umutla, sabırla, acıyla, yakında, uzakta... her şeyiyle sevmeyi öğrenip birbirlerine kavuşmuşlar.


 Sevmeyi bildikten sonra mesafeler, acılar, yıllar, aylar asla sevdayı 

söndürmez ama sevmeyi bilmedikten sonra yanı başındaki sevdiğini bile yıllarca göremeyebilir insan...
** Hikaye internetten alıntıdır. Kime ait olduğuna dair bir bilgiye ulaşamadım.


Pazar, Aralık 15, 2013

Pazar Şarkısı

Sevmek dünyanın en yüce duygusu. "Bir insanı sevmekle başlar her şey." Çok, pek çok sevdiğim sözlerden biri. Sait Faik Abasıyanık Şöyle kurmuş cümleyi.

“Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor.”

Nice güzel sevgiler yaşanmış dünyamızda ve hala da yaşanmakta çok şükür. Hoş, son zamanlarda bu duygu biraz şekil değiştirse, biraz azalsa da yine de mevcut. Yoksa tümden helak olurduk. Sevgi derken sadece sevgiliye olandan söz etmiyorum. Doğaya, insana, hayvana, sanata, Allah'a .... Hepsi dahil. Bazıları var ki iz bırakıyor hafızamızın bir yerinde. Bize ait olması şart değil. İşte bugün o iz bırakan sevgilerden birine ait bir şarkı dinleteceğim size. 

Keyfiniz bol, sevginiz daha da bol olsun bugün. Sıcacık içeceklerinize , sıcacık duygular eşlik etsin. Tüm bunlarla beraber sokaktaki şeker yaratıkları da anımsayın. Biraz ekmek, biraz mama, biraz su ...


DİNLEMEK İÇİN TIKTIK


Çarşamba, Ocak 25, 2012

Aşk güzel şey



Dün akşam saatlerinde kar yağmaya başladı. Benimde en çok sevdiğim şeylerden biri kar yağışını izlemek. Sade Türk kahvemi yaptım. Camın önüne geçtim. Müzik setinede Mum Işığında Klasikler  albümünü koydum. Huzur ve huşû içinde kahve ritüelimi gerçekleştiriyorum. Yoldan gelip geçenlere bakıyorum. Hemen bir parantez açayım, bu albümü klasik müzik seven herkese öneririm. Hatta sevmeyenlerede öneririm. Klasik müzik dediysem soft hali. Sakin ve dingin 50 eser. 4 Cd den oluşuyor. Hediye içinde ideal bir albüm. Ben kendime hediye almıştım. Sizlere önermek istiyordum zaten , bu konu da vesile oldu böylece albümü tanıtmak için. İşte tüm bunlar olup biterken, karşı kaldırımda iki delikanlı gördüm. Birisi daha küçüktü aslında. Diğeri daha bir delikanlı. Yere eğilip bir şeyler yapıyorlardı. Yazı yazdıklarını fark ettim.

İşleri bitene kadar onları izledim kahvemi yudumlarken. Bir şey yazıp , sonra karşısına geçip bakıyordu  büyükçe olanı. Daha küçük olanı da neşeli bir şekilde onu izliyordu. Neşesini nereden gördün diyebilirsiniz. Fazla hareketli idi ve birazda tuhaf hareketler yapıyordu. Bir de halleri öyleydi ki , sanki sokakta onlardan başka kimse yoktu. Yazıya bakmak için, kaldırımdan yola inmek zorunda kalıyordu delikanlı. Trafik akıyor ama o farkında bile değildi. Riskli bir şey yapıyordu kısacası. her an bir araba çarpabilirdi. Yazıyı yazan daha sonra cep telefonunu çıkardı ve yazdığı yazının bol bol fotoğrafını çekti. 

 Onlar gittikten sonra, ben fotoğraf makinamı aldım elime. Ne yazdıklarını tam olarak göremiyordum çünkü. Merak ettim tabii. Sadece benim çektiğim yere yazmadılar. Ağaçların arkasında kaldığı için diğer yazdıklarını çekemedim. Yol boyu yazarak geldiler. Kaldırımı yazı tahtası gibi kullanıyordu delikanlı. Fotoğrafları çekince anladım. Birazcık tahmin etmiştim aslında. Hafif içim ısınmıştı. Emin olmak istedim sadece. İnsan sağında solunda neler oluyor farkında olmayacak kadar kendinden geçmişse, işin içinde mutlaka aşk vardır. Aşk yapabilir ancak insanı böyle. Dünyada bir sevdiğiniz, bir siz , bir de o an vardır aşıkken. Bizim delikanlıda aşıktı tabii ki. 

Aşk güzel şey!!!!

Pazartesi, Aralık 26, 2011

Özür dilerim

Sevgi güzel şey. Sevmek en güzeli. Bir de sevilirsen tadına doyum olmaz. Ben sevmeyi seviyorum. Demiş ya Kayahan şarkısında  " ben seni sevmenin tadını çıkarıyorum". Ben de bu tadı çok seviyorum.
Bazen içimizdeki sevgi bir yerlerde görünmek ister, dışa fırlamak ister. İşte o zaman , adını hep bir yerlere yazarız sevdiğimizin. Duvarlara, ağaçlara, yeni dökülmüş betonlara, buğulu camlara. Sanki kanıtıdır çok sevdiğimizin. Herkes görsün isteriz. Ben buğulu camlara yazmayı severim. Ama ondan, adımı kalbine yazmasını isterim. Bir kalpte yaşamanın sıcaklığı gibisi var mıdır?

Bazen de birbirimizi ne kadar çok seversek sevelim, arada kırgınlıklar yaşarız. Hatalar insanlar içindir ama o kırgınlık anında bunlar düşünülmez hiç. Sonunda bir özür gerekir hep. Bazen hatayı yapan özür diler bazen de hatayı yapmayan. Aşk bu, belli olmaz ki hiç bir sonucu. Ama illaki o özür beklenir. Dilemek de gerekir zaten.

İşte sihirli sözcük "Özür dilerim"

Pazartesi, Kasım 28, 2011

Karalamalar

ONA

Tam, her şey bitti derken geleceksin.
Kaybolan hatıralar, silik hayaller arasında ararken
Karşımda buluvereceğim bir gün seni.
Gözlerinde tebessüm yerine acı
Kalbinde sevgi yerine nefret
Ve kaybolan her şeyinle birlikte geleceksin.
Vakit geç olmayacak ama erken de değil
Biz bir vakitler , her şey için el ele vermiştik
Sıkı sıkı sarılacağız , ellerimiz kenetlenecek yine
Biz bir bütündük her zaman.
Seni sevgiyle kucaklarım,
Nefretine sevgi
Acılarına tebessüm olurum.
Tam, her şey bitti  derken göreceksin
Biz bir bütünüz her zaman.

07 . 06 . 1986   24:00  Çarşamba
Füsun T. © Her hakkı saklıdır.





.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...