Benden şeyler

Gazete okumadığım, tv izlemediğimi yazıyorum sık sık. Gerçekten çok uzun zaman  oldu her ikisini de terk edeli. Yıllar yıllar yıllar geçti.Tamamen uzaklaşmak gibi katı bir tutum içinde değilim ama tercihim izlememek ve okumamak yönünde genelde. Ara sıra her ikisi ile de  buluşmalarım oluyor. İşte bu buluşmalardan çıkanlar.

Sevdiğim arkadaşlarım bir yarışma programına katıldı televizyonda. Onları izlemek için geçtim tv başına. Kumanda kullanmayı bile unuttuğum  için , hangi kanaldır, ses nereden açılır bir bocalama yaşadım. Neyse idare ettim durumu. Yarışmanın adı "ben bilmem eşim bilir" . Kim yaptıysa eline sağlık. Tabii programı yapmakla iş bitmiyor, sunan kişinin önemi de çok fazla. Ve sunucu İlker Ayrık bunu mükemmel yapıyor. Helal olsun İlker! diye bağırıyorum buradan. İzleyin derim, ben bu yarışmayı izlemeye karar verdim, çünkü çok eğlendim. İlker'in esprilerini sevdim . ( Hemende samimi olduk . İlker! )Bu hafta yayınlanan bütün bölümleri izledim. Arkadaşlarım dün gece final oynadılar ama ne yazık ki kaybettiler. Final oyununu hiç adil bulmadım yalnız. Eşit şartlarda olan iki aile değillerdi çünkü. Taraflı söylemiyorum bunu, bu final oyununda bir hata var !

Gazeteye gelince, bu sabah hafta sonu keyfi yapmak adına aldım elime gazetemi. Gazete ile keyif yapardım eskiden. Kaliteli yazılar okumak insanı keyiflendirirdi. Bilgilenirdim. Aklım o yıllara gitti sanırım, unutmuşum şimdilerde gazete ile keyif yapılamayacağını. Hatta eskiden anne babalar, "kitap okumuyorsun bari eline bir gazete al da oku " gibi cümleler kurardı çocuklarına. Bir şeylerden haberdar olsunlar, bilgilensinler diye. Bence çocuklarınıza gazete okutmayın artık, okuyacakları şeyler pek hoş değil ne yazık ki. Okuduklarım içinden benim işime yarayan bir web adresi oldu. Erhan Dalfidan'nın hazırladığı bir site imiş. Bende henüz tam olarak incelemedim. Hep beraber inceleyelim bakalım neler varmış.   http://www.populermuziginrenkleri.com/

Emekli olduğumdan beri bana her gün hafta sonu olsa da , Cumartesi ve pazarların yeri nedense hala bir farklı. Ve ben bu günlerde , sanki hiç yapmıyormuşum gibi tembellik yapmayı çok seviyorum. Sadece kitap okuyum, müzik dinleyim, çayımı kahvemi içeyim, yoldan gelip geçenleri izleyim, tekrar tekrar uyuyum uyanayım ve aynı şeyleri tekrarlayım. En büyük zevk bu. Şimdilerde güzel bir kitap okuyorum. Yıllar önce bir kitabevinin kapanışında yaptığı ucuzluktan bilmeden aldığım bir kitaptı. Okumayı hep yeni gelen kitaplar dolayısı ile ertelemiştim. Kısmet bugünlereymiş. Kitapların en güzel tarafı çağa ayak uydurmak zorunda olmayışları ve moda ile ilgileri olmayışı. Yüzyıl önce yazılmış olsa da her istediğiniz an okuyabiliyorsunuz aynı lezzetle hemde. Ne güzel bir şey. Kitabımın adı Julia'yı Yitirmek. Jonathan Hull yazmış. Birinci basım 2002. Bende baya bir ertelemişim okumayı maşallah. On yıl kadar. Kitabın 108nci sayfasındayım. Şu ana kadar beğendim. Ve sanırım sürpriz bir sona gidecek kitap. Ben de o sona kadar merakla okuyacağım. Bugün cumartesi keyfimde bana eşlik edecek. Kitabı edinmek için size Idefix'i önerecektim ki , baktım kitap tükenmiş. Yine de başka kitaplar için idefix e bir uğrayın derim. Yeni kitaplar çıkmış ve fırsatlar var.

kaynak

Kitaptan ayrıldığım aralarda ise puaça yapmak istiyorum. Güzel tarifi olanlar bana yazabilirler, memnun olurum. İftara kadar vakit var. Bugün yemek problemim olmadığı için kendime ayıracağım süre uzun. Tüm bunlar içinde tek sorun, oruç nedeniyle  kahvemi içemeyecek olmam. Onu içmeyi beklemekte keyif napalım.

Ankara'da hava bulutlu. Dışarı çıkabilenler için güzel bir gün olabilir. Sakın AVM lerde vakit geçirmeyin ama. Atın kendinizi doğanın kucağına. Yürüyün, piknik yapın, bisiklete binin, çoluk çombağınıza doğayı tanıtın. Yaşadığınızın farkına varın. Yüzünüze rüzgar vursun, belki yağmur yağar hafif  ıslanırsınız. Sevdiklerinize sıkıca sarılmayı da ihmal etmeyin. Hepinize iyi hafta sonları. Sevgiler.