Fotoğraftaki kırk yama seccadeyi rahmetli anneannem yapmıştı. Çok beğenmiş ve benim olmasını istemiştim. O da bana vermişti. Hangi tarihte aldım hatırlamıyorum. Yaşamda, tarihlere fazla takılmayı da sevmiyorum. Çok çok eski bir seccade değil bu, bunu eski kılan üzerinde kullanılan kumaşlar. Rahmetli çok tasarruflu bir insandı. Artan şeyleri değerlendirmeyi çok severdi. Bize geldiğinde bende ne kadar artmış ip varsa alır götürürdü. 20 cm bile kalmış olsa atmazdı. O artan iplerle şahane çizgili çocuk süveterleri örer ve onları biriktirir,belli bir adete ulaştığında da bir taksiye biner yetiştirme yurduna gider ve kendi elleri ile oradaki çocuklara süveterleri giydirirdi.
Kumaşları da atmazdı. Boş vakitlerinde el makinesini açar, bir şeyler diker değerlendirirdi. Bu seccade üzerinde halalarımın, annemin, dedemin, benim, kuzenlerimin, hepimizin giysilerinden birer parça var. Bir kısmını çok iyi hatırlıyorum. Şu annemin elbisesi idi, şu dedemin pijaması idi gibi. Kısacası üzerindeki kumaşlar en az 50 yıllık. işte bu sebeple "eski" ünvanını almış bulunuyor.
Üzerinde zaman zaman namaz kılmak apayrı bir zevk olan bu seccademi, eskimesin diye gözüm gibi saklıyorum. Ve baktığımda gördüğüm şey; elle çevirmeli dikiş makinesinin başında , yere diz çöküp oturmuş, bunları diken anneannem gözümün önündeki.
Manevi degeri ne kadar buuuk bu seccadenin
YanıtlaSilEvet canım çok kıymetli benim için. Belkide hayatta verilebilecek en güzel hediye, düşünsene herkes bu seccadede gizli. :)
SilNe güzel bir hatıra..
YanıtlaSilÇokkk güzel, biz de çocuklarımıza böyle bir şey bırakabilsek.
Sil