Bazen öyle şeyler yaşarız ki , aynı şeyi hepimiz yaşarız da, farklı tepkiler veririz. Ne diyor şarkısında Sıla Gençoğlu "sana değer de geçer, beni deler de geçer, seyreden güler de geçer " . Uzun süredir sıkıntılar hep üst üste geliyor ve birikiyor. Beni delip geçiyor. Bazen öyle birikiyor ki taşıyamaz hale gelebiliyorum . Gücümün azaldığını hissediyorum. İçinden çıkamayacağımı hissediyorum. İşte , içimdeki kışla boğuşur durumdayken ben, baharı beklerken, bitmek bilmeyen son dönem sıkıntılarımı düşünüp içinden çıkamazken, neden dedim Pygmalion etkisi yaratmıyorum kendi bünyemde.
kaynak |
Pygmalion etkisi mitolojide bir efsane ile başlamış. Kıbrıs prensi Pygmalion aynı zamanda iyi bir heykeltraş. Heykel yapmayı çok seviyor . Bir gün fildişinden çok güzel bir kadın heykeli yapıyor. Ona Galatea adını veriyor. O kadar güzel oluyor ki, sonunda yaptığı heykele aşık oluyor. Tabii ruhu olmayan bu heykel Pygmalion'a karşılık vermiyor. Ama o, her gün onunla konuşmaya , onu okşamaya ve ona sevgisini ifade etmeye devam ediyor.Sıklıkla da Tanrıça Venüs'e , ona hayat vermesi için yalvarıyor. Venüs de Galatea'ya hayat veriyor ve insan oluyor. Böylece Pygmalion'un beklentisi gerçekleşiyor. Mutlu mesut yaşıyorlar ikisi. Buna günümüzde beklenti etkisi, Pygmalion etkisi yada kendini gerçekleştiren kehanet deniyor.
Çağımızda bununla ilgili deneyler, araştırmalar mevcut. En bilineni Rosenthal'in araştırması. Bir okulda yapılan çalışmada, her sınıftan eşit sayıda öğrenci iki gruba ayrılıyor. Rosenthal öğretmenlere, gruplardan birini "zeki grup" diye tanıtıyor. Aslında öyle bir özellikleri yok. Diğer öğrencilerle aynı durumdalar. Buna rağmen, bu grup ileri zekalı ve potansiyelleri çok yüksek diye anlatıyor öğretmenlere Rosenthal. Ve bir yılın sonunda , her iki gruptaki öğrencilerle öğretmenlerin geçirdiği zaman aynı olmasına rağmen, öğretmenlere zeki grup diye tanıtılan öğrencilerin diğerlerine oranla , akademik açıdan daha iyi bir gelişme gösterdikleri gözleniyor. Sonuç olarak öğretmenlerin bu gruba sözlü yada düşünsel anlamda yada yüz ifadeleri ile yaptıkları şeylerle, bu beklenti etkisini gruba aktardıklarına inanılıyor. Bunun da öğrencilerin benlik kavramı üzerine etki ettiği ve kavrama becerilerini yükseltmiş olduğu düşünülüyor.
Çocuklarınıza, başaracaklarına dair inancınızı sık sık belirtmeyi ihmal etmeyiniz bu durumda.
İlaç tedavisinde de buna benzer bir deney var ki, plasebo etkisi deniyor onada. İlaç niteliği olmayan kapsüller hastalara ilaçmış gibi veriliyor ve kesinlikle iyileşecekleri söyleniyor. Netice olumlu oluyor. Hastalar iyileşiyor. Hatta bu şekilde çalışan bir hastane olduğunu okumuştum bir zamanlar.
İşte tüm bunların ışığında, bende kendime telkinler yapmaya karar vermiş bulunuyorum . Yoksa altından kalkamayacakmışım gibi geliyor bazı şeylerin. Değil işte, ben güçlüyüm. Her türlü zorluğun üstesinden gelebilirim . Sorunlar ne kadar büyük olsa da , onları bir şekilde atlatabilirim. Allah'ın izniyle tabii ki . Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş, dimi ?.Efsane Pygmalion da bile , aşk tanrısı Venüs istemeseydi Pygmalion'un işi zordu. Ama inandı, istedi ve oldu. Demek ki bende inanırsam, istersem olabilir. Sorunları yok edemeyeceğime göre kendime verdiğim bu telkinle sorunlarımın üstesinden daha kolay gelebilirim.
Son olarak Blaise Pascal'ın sözleri ile noktalayım yazıyı.
"Bir insana kendisi gibi davran, kendisi gibi olmaya devam edecektir. Olmayı başarabileceği kişi gibi davran, o kişiye dönüşecektir."
Füsun t.
füsuncum ben geldim canım
YanıtlaSil:)
hoş yazı canım
:)
ellerine sağlık.
Hoşgeldin sevgili Ayşe. Ne iyi ettin :)Her zaman beklerim. Sevgiler
YanıtlaSilhömmm evet doğru tebi.
YanıtlaSilpygmalion sendromu, filmi romanı da var bilirsin sen.
rosenthal, placebo, pascal.
:)
güzel şeyler sölemişler yapmışlar.
aferin onlara.
:)
ama doğru. herşey telkinle.
isteriz ve yaparız.
bazen de kötü oluruz işte.
ama kalkarız yine.
bak bu konuda uzakdoğulular daa iyi.
özellikle zen yaşantısı.
zihni boşaltmak filan.
veya kendini resme vermek.
bak zen resmi de var.
nefes fırça uyumu.
meditasyon mesela, bişiyciğin kalmaz.
:)
yani mesela.
:)