İnsan her iki dünyayı devletle elinde tutarsa;Mes’ud olur, bu sözüm doğrudur. (beyit 352)
Başka neler vardı. Osmanlı devleti salnamesi vardı. Salname ne demek bilmiyordum. Kitabı fotoğraflayıp, eve gelince öğrendim. Salname, Osmanlı devletinde bir yıllık olayları göstermek için hazırlanan esermiş. İlk salname 1263 (1847) yılında Ahmed Vefik Efendi tarafından, Hayrullah ve Ahmed Cevdet efendilerin yardımları ve sadrazam Büyük Reşid Paşa'nın emri ile yayınlanmış.
Serveti Fünun Dergisi. Koca bir akımın adını aldığı dergi. İnsan heyecanlanmaz mı .
Bir bilim dergisi olarak, Recaizade Mahmud Ekrem'in Mekteb-i Mülkiye'den öğrencisi Ahmet İhsan Tokgöz tarafından 1891'de çıkarılmaya başlanmış. Edebiyat-ı Cedide ya da diğer ismiyle Servet-i Fünun Edebiyatı bu dergi ile birlikte ortaya çıkmış. Servet-i Fünun adlı derginin çevresinde toplanan sanatçıların Batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat hareketi oluşmuş.
Derginin başyazarlığını bir dönem Tevfik Fikret yapmış. Bilim dergisi olarak yayına başlayan dergi, daha sonra edebiyat dergisi olarak devam etmiş. Dergide yayınlanan bir yazı, II Abdülhamit yönetimince kışkırtıcı bulunca dergi kapatılmış.
İşte Serveti Fünun dergisi.
Ve Kamus_u Allam. Şemseddin Sami tarafından yazılmış ilk Türkçe ansiklopedi. 6 cilt. Sami, ilk Türkçe roman olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ın da yazarı.
Benim için hepsini bir arada görmek gerçekten heyecan verici idi. Çünkü aniden çıktılar karşıma. Paylaşmak istedim. Eğer bir gün sergi salonuna yolunuz düşerse siz de görebilirsiniz.
Ayrıca "Ayın tarihi" adlı dergide vardı. BYEGM'nin internet sitesinde bu yayına ulaşıp, okumanız mümkün. 1947 yılından bu yana hepsi mevcut arşivde. İşte linki, en az birini okuyun derim.
Ayın tarihi
Ve sitede ilginizi çekeceğini düşündüğüm daha başka yayınlarda mevcut.
byegm yayınları
İnsanın gerçekten geçmişe hemde uzak geçmişe ait bir eseri gördüğünde heyecanlanmaması mümkün değil. O zaman diliminde bunların düşünülüp yazılması çok harika.. Serveti Fünun edebiyat akımı ise başlı başına öğrenilmesi gereken ilk edebi başkaldırış, toplu ses çıkarış gibi. İnsanın gerçekten görmesi, anlamaya çalışması gereken eserleri. Paylaşımın ve işaretin için teşekkürler.. Sevgilerimle..
YanıtlaSilKim bilir daha neler vardı ama değeri bilinmeden yok oldu gitti. Sevgiler Vuslatcım.
SilAnkara'da yaşasaydım mutlaka gezmek isterdim bu sergiyi.
YanıtlaSilDevamında da kim bilir ne ilginç fotoğraflar vardır.
Pespmebe kitapların açık halini görmek isterdim bende.
Sil4 senenin tadı damağımda, burnumda tütüyordu zaten Ankara Füsun! ve bu post karşısında yutkunuyorum anca.
YanıtlaSilAnkara güzeldirrr :) Belki bir ara gelrisin. Ama baharda gel, biliyorsun kışı gıcıktır azcık :)
Silevet baharı güzeldir. ama ben onu her haliyle ve çoğul anlamlarda seviyorum!
SilNe güzel az sevilen şehrimi hem de çoğul anlamlarda sevmen :)
SilKonunun uzmani degilim ama eski eserler bu sekilde mi korunmali??? Umarim gereken itina gosteriliyordur!
YanıtlaSilSenin sayende linkler listem uzadikca uzuyor ama seviniyorum ben bu ise, sagolasin arkadasim :-)
Başakcım, aynı şeyi ben düşündüm. Her şeye burnunu sokan biri olarak kendimi frenlemesem sorgulayacaktım açıkçası. Umarım bende :)
SilRica ederim canım.