Dağınığım, üzgünüm. İçimde bir sürü yazacak şey, nereden başlayacağımı bilemiyorum. Dünkü maçta ve sonrasında olanlar beni etkiledi. Ölen delikanlı için gerçekten çok çok üzüldüm. Biliyorum üzülecek daha bir sürü kişi var ama beni nedense bu çok daha fazla etkiledi. Duygularımı karıştırdı. Sürekli hafızamda güzel insanlarla yaşadığım çocukluğuma dönüş yaptırdı. O saflığa ,o dinginliğe. Köyümü (aslında kasaba ) düşünmem sükunetinden olsa gerek. Koca binalar içine hapsedilmiş ruhum, yaşadığı karmaşa ile dingin bir yer aradı sanırım. O da olsa olsa çocukluğumun köyü olabilirdi. İşte geri dönüşlerim bugün hep bu yönde.
Uyusam. Düşümde çocukluğuma gitsem. Babaannemin evi önünde akan ırmakta, yoldan bulduğum çöpü yüzdürsem. Irmağın başında bıraksam çöpü, sonra o ilerledikçe bende yanında koşsam takip etsem onu. Sonra evin kapısındaki , ırmağın üzerindeki minicik köprünün altında kalsa o çöp parçası. Onu bulmak için eğilsem, sulara değse ellerim, buz gibi. O sırada hafif bir rüzgar çıksa, okşasa tenimi. Ellerim daha bir soğusa. Çıt yok. Sadece akan ırmağın ve bir de kuşların sesi. Avluya girsem sonra. Dedemin diktiği beyaz papatyalar içinde toprak yolda yürüsem. Babannemin sesi gelse sonra balkondan "hadi yemek hazır" diye. Mini havuzlu çeşmede yıkasam ellerimi. Tahta merdivenleri çıksam, çıksam ulaşsam balkona. Babannemle kucaklaşsam.
ANılar taptaze kalırlar, hüzün verir, mutluluk verirler..
YanıtlaSilKeşke her şey çocukluğumuzdaki gibi güzel olsa..
Ve biz daha az üzülsek..
Sevgiler Füsuncum.
Çocukluk ne güzelmiş meğer.Sevgiler canım
Silne güzel düşler. ben hep mutlu anlarıma dönmek istiyorum, mutsuz çocukluğuma ise asla...Siyah beyaz Füsuna bayıldım. canım benim..
YanıtlaSilDönme sen çocukluğuna boşver. Güzellikleri düşün, geçti bitti gitti o günler, bu güne bak Vuslatcım
Sil