Video etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Video etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazar, Kasım 02, 2014

Çarşamba, Ekim 22, 2014

Julia'ya sesleniş

Geçen gün size bahsettiğim "İyi hayat" adlı kitabın ön sözünde yer alır aşağıdaki dizeler.   İspanyol yazar José Agustin Goytisolo tarafından, kızı Julia'ya yazılmış. Aslında annesinin adı Julia. Fakat kötü bir şekilde annesi ölünce yazar derinden etkilenmiş ve  doğan kızına annesinin adını vermiş.
Yazarın kardeşi de çağdaş yazarlardan  Juan Goytisolo. Dilimize çevrilmiş kitapları var. Bir tanesi de Osmanlı'nın İstanbul'u. Bende de mevcut olan bir kitap. Okunası bir kitap aynı zamanda. Osmanlı'nın günlük hayatını farklı ve eleştirel bir yorumla yazmış.
Gelelim yazarımıza. Kızına;  "ve yarı yolda deme asla pes ediyorum, benden bu kadar. " diyen yazar , hayatı fazlasıyla özgürce ve hareketli  yaşamış. Fakat ne yazık ki , geçirdiği buhranlar sonucu 1999 da intihar ederek hayatına son vermiş. Bu da böyle bir çelişki ama hayat da böyle bir şey işte. Hiçbir şey  aynı kalmıyor.

Julia'ya Sesleniş

Geriye dönemezsin artık
çünkü hayat hep ileri savurur seni
tıpkı bitimsiz bir uluma gibi.

İnsana özgü neşeyle yaşamalı kızım
ağlayıp durmaktansa
çıkışsız bir duvara karşı.

Köşeye sıkışmış duyacaksın
yitik, kimsesiz duyacaksın kendini
belki hiç doğmamış olmayı dileyeceksin.

Ne diyeceklerinden kuşkum yok sana
bir anlamı olmadığını hayatın
uğursuz bir şey olduğunu söyleyecekler.

O zaman daima anımsa
bir gün seni düşünerek yazdıklarımı
tıpkı şimdi olduğu gibi.

Yalnız bir adam, bir kadın
nedir ki tek başına
bir toz zerresinden başka?

Oysa sana seslenirken ben
bu sözleri yazarken sana
diğer insanlar da var benim aklımda.

Yazgın sende başlayıp sende bitmiyor
geleceğin kendi hayatın
onurun herkesin onuru.

Direnmeni umuyor onlar
neşenle güç vermeni
karışmasını şarkının şarkılarına.

O zaman daima anımsa
bir gün seni düşünerek yazdıklarımı
tıpkı şimdi olduğu gibi.

Ne kendini kaptır, ne dışında kal
ve yarı yolda deme asla
pes ediyorum, benden bu kadar.

Hayat güzel, göreceksin
her şeye karşın nasıl da
seveceksin, dostların olacak.

Sonunda bir bakacaksın ki
iyisiyle kötüsüyle
tüm varlığın olmuş bu dünya.

Bağışla beni, sana başka
ne diyeceğimi bilmediğim için
ama anla lütfen, hala yoldayım ben de.

Ve daima, daima anımsa
bir gün seni düşünerek yazdıklarımı
tıpkı şimdi olduğu gibi.

José Agustin Goytisolo

Şiiri İspanyolca sözlerle dinlemek isterseniz. TIK . Ayrıca şiir , şarkı sözü olarak da kullanılmış. Şarkıyıda dinleyim derseniz Paco İbanez söylüyor. Bir TIK da onun için o zaman.



** İlk yayın tarihi 26 /08/ 2013 

Perşembe, Ekim 02, 2014

Adrenalin

Adrenalinle aranız nasıl ? Benim panik atak dönemlerimde sık yaşadığım bir şeydi. İnsanı gençleştirdiğine inanırım ben. İç organlar için çok yararlı olmayabilir ama fiziki olarak olumlu etkisi var diye düşünüyorum . Tıbbi değil, sadece şahsi fikrim.


foto kaynak


Geçmiş yıllarda izleyip, deli bunlar dediğim bir video yeniden çıktı karşıma. Sebastien Montaz  bir ip cambazı. Cambazlık yaptığı yer ise benim çıkıp bakamayacağım , hatta hayal bile edemeyeceğim bir yer. Norveç fiyortlarında yapıyor bu cambazlığı.

TIKLA VE İZLE

TIKLA VE İZLE

Pazar, Aralık 08, 2013

Pazar Şarkısı

                   Hepimize iyi pazarlar...


LA PRIMA COSA BELLA /  NICOLA DI BARI


gitarımı aldım,
ve senin için çalıyorum
öğrenmeye zamanım yok
ve çalmayı bilmiyorum
ama senin için çalıyorum

bu sesi duyuyorsun
şarkı söyleyen, kalbim o benim
aşkım aşkım aşkım
söylemeyi bildiğim şey bu
ama beni anlayacaksın

çayırlar çiçeklerle çaplı
kokuları senin kokun
ölmek istiyorum
artık şarkı söyleyemiyorum
daha fazlasını istemiyorum

ilk güzel şey
hayatta sahip olduğum
senin genç gülüşün, sensin.
ağaçlar arasında bir yıldız
gece aydınlandı
kalbim hep daha aşık
hep daha...







Cumartesi, Nisan 20, 2013

İnsanlar

Ne kadar ömrüm var bilemiyorum , ne kadar yaşarsam yaşayım içimdeki heyecanın hiç bitmemesini ve içimdeki çocuğunda hep benimle olmasını diliyorum. Az önce izlediğim videodaki tonton ve zarif hanıma bayıldım. Umarım böyle bir tonton olurum bende.

Olivia Turner / 91 yaşında

Olivia Turner

Cuma, Aralık 21, 2012

Öneriyorum

Nihayet İstanbul'a kar yağdı. Bekleyen arkadaşlarım mutlu olmuştur umarım. Buraya da gönder diyorlardı. Ben de yürekten üflemişim o yöne doğru ki, kar yağdı işte. İşe gidenler ve döneceklere kolay gelsin. Evde oturup kar ve kış keyfi yapacaklara güzel müzik önerilerim var.

Çarşamba günü kısacık zaman diliminde D&R'a uğradım. Bazı şeylerin eve yakın olması da pek iyi olmayabiliyor, her şey,  her an elinizin altında olunca masrafta fazla oluyor. D&R dan iki Cd , bir dergi ve bir minik kar küresi eşliğinde çıktım. Aldığım Cd'nin birini bilerek isteyerek aldım. Fakat diğerini üzerindeki kahve fincanı resmi ve "kahve keyfinize eşlik edecek" yazısı yüzünden aldım ama iyi ki almışım.

Bile isteye aldığım cd Cafe Anatolia İstanbul 2010. Eski bir  enstrümantal cd. Geçtiğimiz günlerde yeğenimde dinleyip çok sevmiş ve  almak için not almıştım adını.
foto kaynak D&R
Piyano, keman , kanun , klarnet ağırlıklı, enstrümantal müziklerden oluşuyor. Çok iyi bildiğiniz şarkılar mevcut cd'de. Bu cd'nin yürek yakan bir tarafı var baştan söyleyim. Çünkü keman sesi,kanun sesi  içinizi cızlatıyor. Ruhunuz hüzün kaplı  ise dinlemeyin. Daha da hüzünlü  hale gelebilirsiniz. Biz geçenlerde Amerikano oynarken dinledik, gayet iyi gitti.
Albümde 14 şarkı var, sizin için listeledim ve bir kaç şarkıya da link verdim dinleyip fikir edinin diye.

1. Kolaymı 
2. Another Day (Bir Başka Gün)
3. Keskin Bıçak
4. An Umbrella Over Vosporos
5. Los Ejes De Mi Caretta 6. Dido
7. Gidemem 
8. To Miamii
9. Ola Se Timuzun (Olmasa Mektubun)
10. Özledim Seni
11. Şimdi Uzaklardasın 
12. Yakamoz
13. Elif Dedim
14. Theme From The Silk Road


Araya bu şirin, minik kar küremi ekleyim istedim. Başucuma koydum, bu şirin ayıcık gülümsedi bu sabah uyanınca, bende onu salladım ve kar taneleri uçuşmaya başladı. İşte çocuk ruhumun yansıması. Kendimi de , içimdeki çocuğu da seviyorum. Onun mutlu olması demek benim mutlu olmam demek. Bu da yeni yıl öncesi içimdeki çocukla bana  minik bir hediye işte.
kaynak
                                     Gelelim tesadüfen ve üzerindeki resimlere  göre aldığım cd'ye.

kaynak D&R

Kahveye ne kadar düşkün olduğum bir kez daha kanıtlandı. Hoş kanıta gerek yok ama,  algıda seçicilik bu. Rafta üzerinde kahve resimleri olan cd'yi görünce hemen dikkatimi çekti. İyi ki de çekmiş. Çok beğendim. Fiyatını yanlış okumuşum bu arada.  22 tl okuyup kasa da 29 tl olduğunu öğrenince yüzüm hafif buruşsa da içinde 2 cd olduğunu düşününce gülümsedim. Artist müzik tarafından oluşturulan karma bir cd. Gerçekten kahve keyfinize keyif katar. Yine yukarıda olduğu gibi listeyi yazıp , sizin için seçtiklerime  link veriyorum. Bildiğiniz bir sürü şarkı var cd'de  fakat tanıdığınız isimler değil farklı sanatçılar seslendirmiş. Ben müzikler hakkında bilginiz olsun diye linkler vereceğim ama cd deki sanatçılardan değil.

Kahvenizi yapıp gelin hadi.

DİSK 1

1. Mi Caro Mozart :Ella Franti
2. Et si tu nexistais pas:Florence
3. Les Parapluies de Cherbourg:Passion Rouge
4. La Cancion de Orfeo (manha de carnaval):Gloria Lasso
5. Porque Te Vas:Achille
6. Stars:Algo Diferente
7. Caravan: Connie Evingson
8. It Had Better Be Tonight:Cafe Accordion
9. Laccordéoniste:Jeannette Byrne
10. Indifference (Valse):Cafe Accordion
11. I Love Paris:Carolina Stefani
12. Windmills of Your Mind:Connie Evingson
13. Lagrimas Negras:Barbarito Diez

Lagrimas Negras

Et si tu nexistais pas

Caravan

DİSK 2

1. La Boheme:Jeannette Byrne
2. La Valse Damelie :Trio Garufa
3. Gottingen:Bruno
4. The Winner Takes It All:Myra Neff 
5. Diamonds and Rust:Tim Shelby
6. La Mer:Laura Cain
7. Un Homme et Une Femme:Passion Rouge
8. Tu Vuò Fà Lamericano:Gypsy Jazz Trio
9. Alicia:The Tango Group
10. Ochi Chornye (Dark Eyes):Sacha Eltsin
11. Whats Going On:Rick Scott
12. Los Bilbilicos:Rebekah

The winner takes it

Los bilbilicos

Un homme et Une femme

Evet, her ikisini de öneriyorum sizlere. Alır, dinler ve beğenirseniz, kulaklarımı çınlatın ...

                                                                   Dergi mi ? İşte bunu aldım.

tıklayın D&R dan alın kapınıza kadar gelsin
                                                          Gününüz güzel geçsin emi.

Cumartesi, Kasım 24, 2012

Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim


Çok sevdiğim  bir şarkıyı beraber dinleyelim istedim bu sabah. Önce şarkının hikayesini okumanızı öneririm. Şarkının güftesi bu hikayeden esinlenilerek Fevzi Halıcı tarafından yazılmış ve Çinuçen Tanrıkorur bestelemiş. Melihat Gülses'de o mükemmel yorumu ile seslendirmiş. 
Bu nar çiçeği değil ama narçiçeği de bu renk olur


** Efsaneye göre Cihangir Hanlığı'nın genç Prensi Salim Şah, birgün raksını görüp hayran kaldığı, Anarkali isimli genç ve güzel rakkaseye aşık olur. Zaman geçer ve Prens Salim Şah gönlünü çelen bu güzel rakkase ile evlenmek ister. Kurallar ise farklı.. Bir prensin halktan bir kızla evlenmesi yasak, hele bir rakkase ile evlenemesi akıldan bile geçmemesi gereken bir düşüncedir.
Zamanla bu aşk yasağa rağmen büyür, iyice alevlenir. Bütün Hanlığı sarar Anarkali ile Salim Şahın aşkı ağızdan ağıza anlatılır. Bu hâl prensin babası olan Han Akbar tarafında ise büyük bir rahatsızlık yaratır. Aşıkların birbirini görmesi yasaklanır.
Ama ferman dinlemeyen gönül, burada da ferman dinlemez Aşıkların ilişkisi sürer gider. Aşk hükmünü sürdürür. Efsane aşk iyice dillenir. Civar hanlıklara da yayılır. Bununla başedemiyeceğini anlayan Akbar Han çareyi sevdalıları ayırmada bulur.
Çözüm çok zalimcedir. Güzel Rakkase Anarkali ibret için kentin ortasında yapılan, penceresi olmayan dört duvardan ibaret dar bir odaya hapsedilir. Arkasından giriş kapısı da duvarla örülüp kapatılır. Ölüme terkediştir bu..
Prens şaşkın ve çaresiz, bu aşkı efsaneleştiren şehir halkı ise ağlamaklıdır. Her gün gelip bu hücrenin önünde, Hanın insafa gelip güzel Anarkali'yi affetmesini bekler. Bir müddet sonra umutlar kesilir. Artık duvarlar yıkılsa da güzeller güzeli Anarkali'nın sağ çıkma ihtimali yoktur. Halk yavaş yavaş çekilir. Bekleme duvarının önü boşalır. Ama Aşk mecnunu prens ,maşukunun çevresindedir hep. Gönüldeki sevda ve sevilen ölmemiştir. Gözleri kapının örüldüğü duvarda sesiz bir tevekkül ile beklemededir.
Mevsimler geçer bahar olur, tabiat canlanır. Bir gün o taş duvarda da bir kıpırtı başlar. Prensin gözünü hiç ayırmadığı o duvarda güzel Anarkali'nın girdiği kapının taş örgüleri arasından ince zarif bir dal filizlenmiştir. Bunu duyan halk tekrar toplanmaya ve hergün bu hayat izini izlemeye başlar.
Günler geçtikce yeni dallar ,yeni filizler çıkar o taşın bağrından ve tüm dallar tomurcuklarla yüklüdür, çiçek açacaktır aşk.
Bir sabah duvarın önüne gelenler. Duvarın baştanbaşa kırmızı nar çiçekleriyle kaplı olduğunu görürler. Hayranlık veren bir güzellik vardır. Adeta Güzel Anarkali'nin tüm güzelliği narçiçeklerindedir. Bir gecede bütün narçiçekleri açmıştır. Mevsimler boyu orada aşkın umuduyla bekleyen prens ise duvara yaslanmış Narçiçekleri arasında mutlu bir ifade ile ruhunu teslim etmiştir.. Aşk çiçekleri açmış aşıkın kalbi ise Anarkali'nin güzelliğini seyrettiği o çiçeklerin ihtişamına dayanamamıştır. Sevdalarıyla birlikte maşukunun yanındadır artık. Rivayet şu ki; O güzelim ateş rengi nar çiçeklerinin çıkış yeri Güzeller Güzeli Anarkali nin aşk dolu kalbidir. Taşları delip sevdiğine kendini göstermiştir.

Cumartesi, Kasım 03, 2012

Orman meditasyonu

Bazen tüm enerjinin tükendiği zamanlar olur ya , işte o zaman bir arayışa girersin o enerjiyi yeniden sağlayabilmek için. Ayakta kalabilmek için, hayatın streslerinden uzaklaşabilmek için bir yol ararsın. Aradığım günlerden bir gün, orman meditasyonu ile karşılaştım. Şimdi bazılarınız boş iş bunlar faydası yok diyecek, bazılarınız saçmalık diyecek, bunlara inanılır mı diyecek , ben de dedim ki kendime, bunun için 10 dakikalık zaman ayırmak sana hiçbir şey kazandırmasa da hiçbir şey de kaybettirmez. Ben yaptım. Yaparken de bir başka şeyle karşılaştım. Benim bir ağacım var zaten. Aynen böyle yeşilliklerle kaplı bir tepede. Çok sıkıntılı anlarımda o tepedeki ağacıma gider altına uzanır gökyüzünü seyreder, bulutlara bakar, kuşların sesini dinlerim. Bunu ben kendim uydurmuştum. Çok uzuuun yıllardır var bu ağacım. Hatta bununla ilgili kısa bir yazımda olacak bir yerlerde. Bulursam paylaşırım onu da. Demek ki bilmeden orman  meditasyonu yapıyormuşum. E bu da güzel. :)
10 dakika zaman ayırabilenler için işte orman meditasyonu.




Hepimize güzel bir hafta sonu dilerim. Ben bugünü Atatürk Kültür Merkezinde, Niğde Günlerinde,yöremin yiyeceklerini almakla geçireceğim. Size de öneririm leziz yiyeceklerimizi.

Pazar, Ekim 21, 2012

Pazar şarkısı

Son iki ay içinde aldığım Cd'lerimden birini seçip, ondan bir yada bir kaç şarkı paylaşmaya karar verdim bugün. Neler  aldım.


Alıp unuttuklarım da vardır belki. Bunlar her daim elimin altında ve müzik setimde olanlar. Hepsini de çok beğeniyorum. Seçim yapmakta zorlandım. Sonrada "kalbim" e sordum. Hadi bakalım seç birini dedim. Bakalım hangisini seçmiş.


Uzun yol şarkılarını seçti. Sanırım yine gidesi gelmiş, gidemediği yollara düşesi gelmiş. Bari şarkılarla avutalım onu.

İlk şarkı English Man in New York. Cd de Jazz Band'dan çalıyor ama ben Sting'den dinleteceğim size.

English Man New York

İkinci seçimim benim çok sevdiğim bir şarkı. Lady D'Arbanville. Cd ye şarkıcı konusunda sadık kalamayacağım yine. Bu şarkı Cat Stevens'dan dinlenir.

Lady D'Arbanville

Cd'deki şarkıların hepsi güzel şarkılar. Fakat seslendirenler orjinalini seslendiren  kişiler değil. Farklı sanatçıların yorumu var. Kötü mü ? Hayır değil. Ama yine de kulak esas sesleri aramıyor değil. Uzun yol için gayet hoş bir cd. Keyifle dinliyorum ruhumdaki uzun yollarda.

Son olarak 82'li yıllara gidiyoruz Just an Illusion . Bu kez orjinali var cd'de. İmagination'dan geliyor bu şarkı.

Just an Illusion

Pazar şarkısı diye başlamıştık ama pazar şarkılarına dönüşüyor bu iş. Müzik ruhun gıdasıdır, fazlasından zarar gelmez dimi ?

Hepinize keyif dolu, neşe dolu, gülücükler kahkalarla dolu, tabii hepsinden önce sevgi dolu aşk dolu bir pazar diliyorum.


Cumartesi, Ekim 20, 2012

Bugün Cumartesi

En sevdiğim günlerden birisi. Çalıştığım dönemlerde boş günüm olduğundan severdim. Lise yıllarımda gezme günü olduğu için severdim. Arkadaşlarla etkinlikler yapardık. Öylece bende güzel bir gün olarak kaldı Cumartesi. Yani severim Cumartesileri. Neşeli ve hareketli gelir bana hep. Sokaklar şenlenir, insanlar daha bir canlıdır, daha bir heyecanlıdır. Sevgililer buluşur bugün. Anne babalar minnik çocuklarına kalır bugün. Daha ne olsun dimi .

Bugün benim içinde güzel bir gün . Üyesi olduğum  Ağaçlar sitesindeki gıyaben tanıdığım dostlarla tanışacağız. Toplantımız var öğleden sonra. 60 kişi kadar olacağız sanırım. Heyecanlıyım onlarla bir arada olacağım için. Gün için hazırlanmadan önce bu neşeli güne neşeli paylaşımlar yakışır dedim.

 İşte ilki. Ne çok izledik onu tek kanalı TRT yıllarında. Şeker adam. Jerry Lewis

Bu da tüm gaza gelenlere benden gelsin.

Çocuk dedesine sorar.
_ Dedeciğim, sen evlendiğin zaman babanemdem elektrik almış mıydın ?
Dede babaneye bakarak cevaplar.
_ Hayır yavrucuğum, bizim zamanımızda gaz lambası vardı, gaza geldim !!

Ve son olarak nefis bir video izleyelim beraber. Ben çok beğendim. Tam ekran izlemenizi öneririm.

Video için bir tık lütfen

Hepinizin neşeli, bol  keyifli , sevgi dolu, şahane bir Cumartesi günü geçirmenizi diliyorum. Bu çiçeklerde benden size. Sevgi ile.

Fotoğraf: Füsun T
foto: Füsun T



Pazar, Eylül 23, 2012

Pazar şarkısı


André Rieu
foto

Andre Rieu hayranıyım. Kendisi Hollandalı bir keman sanatçısı, orkestra şefi ve besteci.  Bir süre önce bu videosunu  izlemiştim. Tabii ki çok sevdim. Çocukları çok seviyorum, bir de Akim Kamara'nın tatlılığını görünce iyice bayıldım. Bu ilk video biraz eğlencelik ...
VİDEO İÇİN TIK


Gelelim bu pazar için seçtiğim parçaya. Çok güzel yaaaa çokk... TIKTIK
Bende çok beğendim daha fazla dinlemek istiyorum diyenler BURAYA

Hepimize iyi pazarlar, bu pazar biraz romantik geçsin mümkünse...

Pazar, Eylül 09, 2012

Pazar şarkısı

Bugün çok bilinmeyen bir şarkı paylaşacağım sizlerle. Bir gitarist ve iki vokalden oluşan şirin mi şirin bir grup. Country müzik yapıyorlar.  Grup üyeleri bir ailenin üç ferdi. Baba gitar çalıyor, iki kızı vokalde ona eşlik ediyor. Grubun adı Sugar Girls . İsterdim böyle bir grup oluşturabilmeyi. Vokallerin özelliği ikiz olmaları. İkizlerden birinin sesi özellik olarak daha baskın, daha etkileyici. Hatta bir ara solo yapıyor , dinlemeye doyamayacaksınız. Country müzik sevenler ilk videoyu izledikten sonra alttakilere devam edebilirler. Country tarzın diğer örnekleri, ustaları orada.

TIK TIK

Gününüz neşe içinde , sevgi dolu geçsin. Benden de kucak dolusu sevgiler hepinize. Araya bir İstanbul fotosu sıkıştırmadan edemeyeceğim. İstanbul'da yaşayanlar benim için denize karşı bir bardak çay yudumlayabilirler. Ben bugün miskin miskin uyumayı, okumayı ve dinlemeyi planlıyorum. Kabuslarla dolu bir gece geçirdim. O nasıl rüyalardı öyle Allahım. Diğer müzikleri dinlemek isteyenler   fotonun altındaki linklerle devam edebilirler. Hepimize iyi pazarlar.

foto ve düzenleme : Füsun T

Az önce dinlediğiniz Sugar Girls adlı grubu çok beğendim ve sevdim ama:  bir Jhonny Cash ya da bir   Kenny Rogers  ya da bir Jason Aldean  ya da bir Chris Young  ya da ya da birrr  Carrie Underwood  değiller tabii ki.


Veee .. Vaktim var tüm bunların üzerine müzik ile ilgili harikulade güzel bir yazı okuyabilirim diyorsanız linke tıklayınız

DÜŞ PEMBESİ MÜZİK


Pazar, Haziran 10, 2012

Pazar şarkısı


FRAGMAN İÇİN TIKLAYINIZ
Hepimize iyi pazarlar. Bu aralar sık sık film izliyorum. Tavsiye edecekleriniz varsa, eski yeni fark etmez tüm önerilere açığım. Tesadüfen Zaten internette dolaşırken pek çok şey tesadüf oluyor bir müzikle karşılaştım geçen hafta. Hoşuma gidince de bu haftanın pazar şarkısı olmaya hak kazandı. Nedir, ne değildir bu parça diye bakınca, bir sondtrack albüm parçası olduğunu anladım. Appoloosa filmine aitmiş. Eski eski yıllarda , televizyonda o kadar çok kovboy filmi yayınlanırdı ki, bizde babacığımla zevkle izlerdik. Babam çok severdi, oysa normalde pek film izleyemez. Ama kovboy filmlerini gözünü ayırmadan izlerdi. Şimdilerde yayınlanmıyor bu filmler. Bulabilirsem bu filmi alıp babamla izlemeyi istiyorum. Bu filmlere Western deniliyor. Bu adı biliyorum, bendeki karşılığı kovboy  ama tam karşılığına az önce baktım Wikipedi'den. E bunu da öğrenmiş olduk bugün. Appoloosa 2008 yılında çekilmiş bir filmmiş. Filmin müziklerini Jeff Beal yapmış. Bugünkü şarkımızda o müziklerden birisi. Eğer ki beğenirseniz Jeff Beal'in kendi sayfasında filmin diğer müziklerini ve yaptığı diğer müzikleri dinleyebilirsiniz. Western müzikleri severim ben. O yüzden bu parçada beni mutlu etti ve diğer dinlediklerimi de çok sevdim.  İşte burada

Veee işte bu haftanın pazar şarkısında sıra, keyifle dinleyin, gününüz dingin ve mutlu geçsin.
Pazar şarkısı için tıklayınız

Perşembe, Mayıs 31, 2012

Çay saati




Epeydir çay saati yapmamıştık sizinle. Kürşat Başar / Keşke Burada Olsaydın  adlı bir albüm çıkartmış. Sezen Aksu, Yaşar, Erol Evgin, Yeşim Salkım gibi isimler var albümde. Bakın Doğan Hızlan neler yazmış albümle ilgili .. tıklayıp okuyabilirsiniz


1. Keşke Burada Olsaydın / Kürşat Başar Feat. Ayşen
2. El Gibi / Kürşat Başar Feat. Sezen Aksu
3. Kimse Bilmez / Kürşat Başar Feat. Yaşar
4. Üç Kalp / Kürşat Başar Feat. Yeşim Salkım
5. Sen Benim Şarkılarımsın / Kürşat Başar Feat. İlhan Şeşen
6. Kayboldum (El Cıego) / Kürşat Başar Feat. Levent Yüksel
7. Hep Böyle Kal / Kürşat Başar Feat. Erol Evgin&Zeynep Talu
8. Ben Varım / Kürşat Başar Feat. Berkay Özideş
9. İzmir in Kavakları / Kürşat Başar Feat. İlhan Şeşen&Şenay Lambaoğlu
10. Pera da Zaman / Kürşat Başar Feat. Burçin Büke - Enstrümantal
11. Keşke Burada Olsaydın / Kürşat Başar - Enstrümantal
12. Kayboldum (El Cıego) (Radio Edit) / Kürşat Başar Feat. Levent Yüksel


Kürşat Başar'ın Başucumda Müzik adlı kitabından sonra hayranı olmuştum. Bu albümle onu bir kez daha sevdim.  Dinleyebildiğim şarkıları çok beğendim. Henüz albümü alamadım ama  en kısa zamanda başucumdaki yerini alacak. Ve "başucumda müzik" adlı kitabını yeniden okumak istedim şimdi. 
Sizinle bu çay saatinde Yaşar'la olan çalışmasını paylaşacağım. Saksafon soloda  Kürşat Başar. Bayıldım bayıldım bayıldım. Keyifli bir çay saati dilerim hepinize. 

Pazar, Mayıs 13, 2012

Pazar şarkısı

Alpay Nazikioğlu. 1935  Ankara doğumlu. Ortaokulu Ankara kolejinde, liseyi ise benimde lisem olan Atatürk lisesinde okumuş. Daha sonra hukuk fakültesini bitirmiş. Ve son sınıfta iken 1964 yılında, Ankara'da Büyük Sinema da sahneye çıkmış.
Biyografisini okurken şarkıları ile ilgili söylediği şu satırlar dikkatimi çekti. *Okumanızı öneririm* 

"Fecri Ebcioğlu’nun Eylülde Gel’i başta olmak üzere Ayrılık Rüzgarı, Maria, Senin İçin gibi dillerden düşmeyen beste ve yorumlar da müzik tarihindeki yerini alır: “Valla bir ayırım yapmak istemiyorum onlar arasında. Belki 50’den fazla şarkım Türkiye’de bir numara oldu ama ben kendimi, şunu mu yapsam daha çok satar ya da daha çok beğenilir diye hiç şartlandırmadım. Kendi zevkimi, kendi içtenliğimi yansıttım. Kendi sevdiğim şeylerin toplumla da paylaşılmış olması bana hem gurur hem de büyük mutluluk verdi, veriyor da. Ama yaptığım bir şeye esir olup da onun gölgesinde hiç yaşamadım. Ben yeni şeylerin peşinde koşan bir insanım.”"
İnsan içtenliğini yansıtabildiği zaman pek çok şeyde başarılı olabiliyor demek ki. Dostluklarda öyle değil mi. Olduğunuz gibi olduğunuzda, içimizi karşıya yansıttığımızda ancak sağlam dostluklar oluşturabiliyorsunuz.

Bir çok şarkısını çok çok severim Alpay'ın. Onunla tanışmam lise yıllarında bir okul bitiminde  Eylül'de Gel şarkısı ile oldu. O gün bugündür de dinlerim.  Albümlerini takip etmeye çalışırım. Ve son yıllarda çıkan 2 Cd'den oluşan  En İyileriyle ALPAY albümü şu an müzik setimde, bu satırları yazarken fonda bana  eşlik ediyor. Albüm mutlaka edinilmesi gereken albümlerden birisi bana göre. Çünkü bir devre damgasını vurmuş tüm şarkılar birarada. 70'li yılları yaşayanlar bu şarkıların hepsini çok iyi bilirler. Yeni kuşak gençlerin ise dinlemesini kesinlikle öneririm. Arşiv yapıyorsanız bu cd'nin arşivinize girmesi gerek derim gençlere.


Benim bugün için seçtiğim şarkılara gelince. İlki bir ayrılık şarkısı.
Ayrılık Rüzgarı  tıklayın dinleyin, dileğimiz kimse ayrılık yaşamasın.
İkincisi ise yine albümde en çok sevdiğim şarkılardan biri.
Bir daha böyle seversem  tıklayın dinleyin, ne kadar kızsak, ne kadar yaralansak da   yine severiz . . .
Ve üçüncü şarkı. Aslında tüm şarkılarını çok seviyorum, ayrım yapmak zor. O yüzden de bir tane yerine üç tane pazar şarkımız oldu bu hafta. Bana kalsa tüm albümü yayınlarım . Neyse diğerlerini size bırakıp üçüncü seçimime geliyorum.
Sen sevme beni  tıklayın dinleyin, dinleyin işte .....










Pazar, Mayıs 06, 2012

Pazar şarkısı

kaynak
Casablanka ,Hollywood klasiklerinden bir film. ABD Ulusal film arşivinde muhafaza ediliyormuş. Bizde hangi film muhafaza ediliyor acaba. ??? Filmin ilk gösterimi 1942 yılında yapılmış. En iyi aşk filmleri arasında. İzlenesi bir film gerçekten. Bulursam bir kez daha izleyebilirim. Filmden akılda kalan üç şey var. Birisi savaş , birisi o şahane müziği ve  bir diğeri o müzikle ilgili olarak İngrid Bergman tarafından söylenen şu söz .
 Play Sam, Play as time goes by Linke tıklayıp o sahneyi izleyebilirsiniz

Şarkıyı çok sevdiğim için herkesten dinlemeyi de seviyorum. O kadar çok kişi seslendirmiş ki say say bitmez.  En bilinenlerden biri Frank Sinatra. Belki dinlemek istersiniz diye onu da ekledim.  Frank Sinatra albümlerimi özlediğimi fark ettim bak şimdi. Bugünü ona ayırayım.  Şarkının orijinalini ise Dooley Wilson seslendiriyor. Ve sanırım en iyi soundtrack'lardan birisi bu şarkı. Tabii ki içinde aşk var ve aşk güzel şey.

İşte o şarkı ve işte Türkçe sözleri, veeeeeeee baylar bayanlar işte Dooley Wilsonnnnn kendimi gerçekten sunucu sandım bir an, hoş bir duyguydu :))


kaynak
                                      Dooley Wilson / As time goes by


 bunu unutmamalısın
 bir öpücük, hala bir öpücüktür, 
 bir iç çekiş, hala bir iç çekiştir
 temel kurallar geçerlidir
 zaman geçtikçe
 iki sevgili kur yaparken 
 hala seni seviyorum derler
 buna güvenebilirsin
 gelecek ne getirirse getirsin.
 zaman geçtikçe 
 ay ışığı ve aşk şarkıları
 asla modasını yitirmez 
 tutkuyla dolu kalpler
 kıskançlık ve nefret 
 kadının erkeğe ve erkeğin eşine ihtiyacı vardır
 bunu kimse yadsıyamaz
 hala eski hikaye
 bir savaş, aşk ve şöhret için 
 bir yap veya ol vakası 
 dünya her zaman aşıklara kuçak açacaktır
 zaman geçtikçe

Pazar, Nisan 29, 2012

Pazar şarkısı

Bugünlerde fikrim firarda. Bahar. İçim sürekli bastırılan bir coşku ile dolu. Her camdan bakışta şükrediyorum görebildiğim güzelliklere. Renkler muhteşem. Kuşlar, insanlar ,börtü böcek ,hepsinde bir telaş.


 Her bir çiçeğe, her bir böceğe daha bir farklı bakıyorum. Dikkatlice izliyorum doğadaki o tatlı yenilenmeyi. Dil dursa tende can durmuyor. Atasım var kendimi yeşillerin içine. Yazsam olmuyor, yeterince ifade edemiyorum içimdekileri, yazmasam olmaz. Şikayetim var. Var da, kime ne diyeyim hakim bey. Gönlümün taştığını, kime nasıl anlatayım. Bırakıp gidememek var  işin içinde, yasaklarım var. Ama fikrim fena halde firarda, tutamıyorum. Kaçıp kaçıp dağlara gidiyor, ovalara gidiyor, dereler, göller geçiyor. Kır çiçekleri topluyor. Kuzuları seviyor. Hoplayıp zıplıyorum yeşillerde.Sonunda yoruluyor ve duruluyorum. Ve bir şarkı fısıldıyorum kulağına,gün batarken.







.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...