Cuma, Eylül 30, 2011
Akşam sefası
Güzel çiçektir. Tüm gün uykuda kalır, içine kapanır, akşam gün batmaya yakın açmaya başlar. Cömerttir. Sergiler güzelliğini bol bol çiçek açarak. Tohumlarını incelerseniz el bombasına benzer. Geçmiş yıllarda güzel bir akşam üzeri Çınarcık'ta çekmiştim bu görüntüleri. Açtıklarını görünce koşa koşa inmiştim görüntülemek için. Çünkü balkondan baktığımda çok güzel görünmüşlerdi gözüme. Fotoğraf çekmeyi seviyorum ya, iki katı üşenmeden indim. Başka bir şey için olsa ertelerdim.
Bugün eskiye gidişler var hep nedense. Öğlende eski mahalleme gittim. Mahalle. Öyle derdik hep. Oraya yakın bir yerden geçerken, direksiyonu zevkle çocukluğumun geçtiği sokağa doğru kırdım. Baktım, baktım , baktım sokaklara, geçmişten kalan evlere. Düşündüm, ne mutlu bana dedim. Güzel günlerle hatırlayabiliyorum çocukluğumun geçtiği sokakları. Ve bir plan yaptım. Çok az kalmış da olsa, çocukluğumun evlerini fotoğraflamaya gideceğim bir gün.
Güzel şeylerin fotoğraflarda yaşaması da ayrı güzel.
Ben baktıkça fotoğraflara o anı yaşayabiliyorum. E şimdi de Çınarcık'tayım işte. Bu yıl gidemedim. Nasılda özledim.
Akşam sefası çit olarak çok güzel duruyor. Keşke tüm gün açık kalsa çiçekleri. Hava kapalı olursa eğer, akşam oldu zannederek şaşırıp açıyor. Hava tam kararırken o pembeleri keşke görebilseniz. Mucize gibi, gün boyu kapalı olan tüm çiçekler akşam büyük bir sürprizle olanca güzellikleriyle açıveriyorlar. Yeşil yapraklar pembeye boyanıyor bir anda. Bu satırları yazarken kahve saatim değil ama canım bu fotoğraflar eşliğinde öyle bir kahve çekti ki. Aklıma da Sibel Can'ın akşam sefası şarkısı geldi. Her akşam yemek üstüne kahve alışkanlığımı bu akşam bu fotolar ve sade kahvemle beraber, Sibel Can şarkısı eşliğinde tamamlayacağım. Pembe boyalı bir ev , mis kokan sümbül, bir de sen varsın .....
ŞARKI
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İki Kum Tanesi , zaman ayırıp okuduğunuz ve yorumda bulunduğunuz için teşekkür eder.